21. yüzyıl dijital teknolojilerin hızla geliştiği, değiştiği, yayıldığı bir zaman dilimidir. Dijital teknolojiler hayatımızın pek çok alanına yerleşmiş ve vazgeçilmez bir parçası haline gelmiştir. Bireysel çalışmalarda, iş yerlerinde, projelerde, iletişimde, araştırmada, fatura- bankacılık işlemlerinde kullanılan bilgisayarlar, tabletler, akıllı telefonlar, internet yaşamımızda önemli bir yer edinmiştir ve bu dijital teknolojilerin kısa süreli bir eksikliği dahi hemen, büyük ölçüde hissedilmektedir. Bu gelişmelerin yaşandığı ortamda dünyaya gelen ve bu teknoloji ile iç içe büyüyen bir nesil yetişmektedir. Hayatının pek çok aşamasında dijital teknoloji ile işlerini gerçekleştiren bu nesil, kendilerinden önceki nesillere göre elbette farklılıklar gösterecektir. Bu farklılıkların bilişsel, sosyal, kültürel ve eğitim alanında olduğu söylenebilir. Dijital teknolojilerin kullanımına bağlı olarak nüfus ve kültürel yapı farklılaşmış, ekonomik dönüşüm değişmiş, aile biçimleri ve yaşam tarzları da güncellenmiştir. Değişen ve güncellenen bir diğer alan ise “eğitim-öğretim” dolayısı ile öğretmen, öğrenciler, okul yapıları, müfredatlar, sınıf düzenleri olmuştur.
Nesil, tarihte ortak yaş aralığını oluşturan ve ortak (veya benzer) deneyimlere ve bunun yanında gelen ortak düşünce yapılarına sahip demografik insan topluluğudur (Geraci ve Chen, L 2007 S.3) . Tanımdan da ulaşılabileceği gibi bir nesli ortaya koyan iki unsur; ortak deneyimler ve düşünce yapılarıdır. Dijital teknolojinin yaşandığı bu dönemin bireyleri açısından bakıldığında bu bireylerin ortak yaşantıları dijital ortamlardır. Bu ortamlarda yaşadıkları deneyimler farklılıklar gösterse de gereklilik, sosyal ortamlar vs. nedenleriyle bu ortamlarda bulunmaktadırlar. Ortak düşünce yapıları ise kullandıkları dijital araçlar aracılığı ile kazandıkları bireysel ve sosyal düşünce yapıları olarak ifade edilebilir. Bilgi ve iletişim alanlarında yaşanan hızlı ilerleme, yenilenme nedeniyle alanyazında kuşaklar arasındaki farklılığı içeren “dijital yerliler” ve “dijital göçmenler” olarak adlandırılan iki grup tanımlanmıştır. Dijital yerliler, teknoloji ile doğduğu andan itibaren tanışan, günlük yaşamının pek çok alanında teknolojiyi etkili bir biçimde kullanan, teknoloji ile iç içe büyüyen, dijital dili ana dil halinde kullanabilen kuşağı ifade etmektedir. Dijital göçmenler ise teknoloji ile daha sonradan tanışan, hızla ilerleyen teknolojiye ayak uydurmaya çalışan, teknolojiyi hayatına uyarlamaya ve öğrenme süreci içerisinde olan kuşağı ifade etmektedir. Dijital yerliler olarak isimlendirilen bu kuşak bilgiye kolayca ulaşabilmektedirler. Günlük yaşamdaki anlık mesajlaşma, e-posta işlemleri, eğlence, çevrimiçi ortamları keşfetme, kültürel etkileşimler gerçekleştirme için teknolojiyi rahatlıkla kullanabilmekte ve yaşamlarıyla bütünleştirdikleri görülmektedir.
1980 yılından sonra doğan hayatının pek çok noktasında teknolojiyi kullanan ve bu hayatının vazgeçilmez bir parçası olarak kabullenen nesil “Yeni Binyılın Öğrencileri” olarak da isimlendirilmektedir. Yeni Binyılın Öğrencileri olarak isimlendirilen bu bireyleri tanımlamak için iki temel özellikten bahsedilmektedir. Bu özelliklerden ilki bireyin evinde internet erişiminin sağlanmış olmasıdır. İkinci özellik ise son 5 yıldır ya da daha uzun bir süredir bilgisayar kullanımını gerçekleştirmiş olmaktır. Bu iki özelliğe bakıldığında yaş aralığının belirleyici olmadığı görülmektedir. Önemli olan bireyin teknoloji kullanım durumudur. Bahsedilen bu iki özellik temel dayanak olarak gösterilse de keskin bir çizgi belirtmemektedir. Bilgisayara ve internet gibi dijital teknolojileri yaşamlarında bulunduran daha büyük yaşlardaki bireyler de Yeni Binyılın öğrencilerinin özelliklerini barındırmaktadırlar.
Yeni Binyılın Öğrencilerinin farklı olduğu ve farklı düşündüğü iddiasına tıp alanından bir açıklama ile eklenmektedir. Bu açıklamada Neuroplasticity (Beynin Şekil Alabilirliği)kavramı kullanılmaktadır. Neuroplasticity, beyin sinir hücrelerinin tekrar oluşmasından, yayılmasına ve bir araya gelip şekil almasına kadar bazı nöro-biyolojik süreçleri tarif etmek için kullanılan bir kavramdır (Jones, 2008, s.37-39). Bu kavram özetle, beynin yaşam boyunca şekil alabilirliğini koruduğunu, ölen hücrelerin yenileriyle değiştirildiğini ve farklı yaşantılara göre beynin farklı şekil almasıyla sonuçlandığını ifade etmektedir. Beyin öğrenme deneyimleri sırasında değişmekte, Neuroplasticity özelliği sayesinde kendini farklı koşullara göre şekillendirebilmektedir (Winters, 2004,s.55-56). Beyin esnekliği ve değişkenliği ile ilgili genel kanının aksine, sadece çocuklarda değil, ilerleyen yaşlardaki yetişkinlerde de öğrenme deneyimleri sırasında yeni beyin hücrelerinin oluştuğu ve şekillendiği belirtilmiştir (Tompkins, 2007,s.18). Bu açıklamalarda dikkat edilmesi gereken nokta, tekrar edilen davranışların yeni beyin sinir hücrelerinin oluşmasında ve şekillenmesinde büyük etkisinin olmasıdır. Bu nedenle günlük yaşamlarında teknolojiyi entegre eden, dijital teknolojiyle içli dışlı olan; cep telefonu, tablet, bilgisayar, internet gibi araçlarla uzun süreli vakit geçiren, etkileşime giren çocukların beyinlerinin de bu duruma uyum sağladığı düşünülmektedir. Dolayısı ile de beyindeki hücrelerin de şekillenmesi bu etkileşime bağlı olarak farklı yapıların meydana geldiği, farklı beklentilerin oluştuğu farklı düşünme biçimlerini oluşturdukları sanılmaktadır.
21. YÜZYILDA İNSAN BECERİLERİ
21. yüzyıldaki bireylerden sahip olmaları beklenen insan becerileri öğretmen-öğrenci, lider,yönetici gibi ayrı gruplardan beklenen farklı beceriler olarak değil herkes için geçerli olan becerileri ifade etmektedir. Bu dönemde “yaşam boyu öğrenme” biçiminde ifade edilen bir kavram yaşamımıza girmiştir. Bu kavram öğrenmenin sınırlı bir dönemde ve olmuş bitmişlik içerisinde değil sürekli devam eden bir süreci ifade etmektedir. Bu süreçte yenilikler, gelişmeler, yeni yapılandırmalar, bilgileri ilişkilendirmeler vs. yer almaktadır. Dolayısı ile 21 yy bireylerinin yaşam boyu öğrenme süreçlerinde sahip olması gereken insan becerilerinden bahsedilebilir. Bu beceriler Yaratıcılık ve yenilenme becerisi, Eleştirel düşünme ve problem çözme becerisi, iletişim ve işbirliği , bilgi okur-yazarlığı, medya okur-yazarlığı, esneklik ve uyum, girişimcilik ve öz-yönelim, sosyal ve kültürlerarası beceriler, üretkenlik ve sorumluluk, liderliktir .(Bilge,2011)
Yaratıcılık ve Yenilenme Becerisi: 21. Yy da ve diğer dönemlerde olduğu gibi yarartıcılık ve yenilenme her zaman için önemli kavramlardır. Yaratıcılık, yenilenme sayesinde ilerlemeler, sorunlara çözümler, farklı ürünler kaydedilebilir. Hem öğretmenler hem de öğrencilerin sahip olması gereken bu beceri etkili bir eğitim-öğretim süreci için önemlidir. Yalnızca öğretmenin anlattıklarıyla değil bireyin kendi yaratıcılığı ve yenilikçi düşünce yapısıyla süreçte aktif olacağı gibi sürece de olumlu bir etki etmiş olacaktır. Öğretmenin de bu becerilere sahip olması ile süreç daha dinamik bir ortama dönüşecektir. Bu nedenle öğretmen ve öğrencinin birbirini bu becerilere sahip olarak beslemesi tam anlamıyla bir eğitim-öğretim sürecinin meydana gelmesini sağlayacaktır.
Eleştirel Düşünme ve Problem Çözme Becerisi: 21. yy insan becerilerinin sahip olması gereken önemli özelliklerden biridir. Olayları farklı ve eleştirel bir bakış açısıyla yorumlamak hem bireye hem de eleştirilen ürünün geliştirilmesi adına büyük önem taşımaktadır. Yine problemlerin çözümü için bir kurgulama yapma ve bir çözüm yolu izleyerek sonuca ulaşma zamandan tasarruf sağladığı gibi problemlerin büyümesine, karmaşaya dönüşmeden sonlandırılmasını sağlamaktadır.
İletişim ve İşbirliği: Yine 21. Yy bireylerinin sahip olması gereken çok önemli özelliklerden biri. Çağımız iletişim çağı olarak da isimlendirilmektedir. Bu dönemde etkili yazılı, sözlü iletişim büyük önem kazanmıştır. İletişim araçları bu çağda çok ve çeşitlidir; anlık mesajlaşmalar, e-posta, telefon, radyo, televizyon vs. Bu nedenle de kullanılan dil dolayısı iletişim etkili bir biçimde kullanılmalıdır. Günümüzde pek çok alanda ekip çalışmaları görülmektedir. Bu nedenle işbirliğine bireylerin yakın olması ve bu süreci verimli geçirebilecek becerilere sahip olması oldukça önemlidir.
Bilgi ve Medya Okuryazarlığı: 21. yy da dijital teknolojini bireylerin hayatında büyük bir yer edinmiştir. Bu dönemde bilgiye ulaşmak oldukça kolayken bilginin doğru olması, yanlış terimler, sonuçlar bulundurmaması önem kazanmaktadır. Bu nedenle bireyler bilinçli bilgi ve medya okuryazarı olmalı seçici davranmalıdırlar.
Esneklik ve Uyum: 21. yy bireyleri işbirliği gerektiren ekip çalışmalarında bulunması gerektiğinde ya da sosyal yaşamında ve diğer alanlarda bireylerle uyum içerisinde olması gerekmektedir. Minimum problem yaşanması ve maksimum verim alınması için bu önemli bir faktördür. Ayrıca bireyin kendini pek çok alanda yetiştirmiş olması, esnek biçimde pek çok alanda çalışabilmesi de bireyin kendine sağlayacağı en iyi olumlu davranışlardan biridir.
Girişimcilik ve Öz-Yönelim: Bireyin girişimci bir kişiliğe sahip olması ona pek çok alanda kapı aralayacaktır. Bireyin işe başlaması, bir süre bu işi devam ettirmesi ona alanda bir çok deneyim kazandıracaktır. Edindiği bu deneyimler zamanla kendisine yöneleceği alanlar hakkında fikir verecektir. Dolayısı ile çağımızın hızla ilerleyen bu yapısında bireylerin kendi kararlarını hızlı ve doğru bir biçimde vermesi, alanlara yenilikler kazandırması önemli bir durumdur.
Sosyal ve Kültürler arası Beceriler: 21. Yy da sosyal alanlarda farklılık göstermektedir. Çevrimiçi ortamlar, anlık mesajlaşmalar bireye her an her yerde iletişim ortamı sunmaktadır ve sosyalleşme kavramının içeriği de buna bağlı olarak yenilenmektedir. Bireyler çevrimiçi ortamlarda kültürler arası iletişime de geçmekte kıtalararası haberleşme sağlamaktadırlar. Bu durum bireyleri farklı kültürleri tanıma ve farklı kültürlerle iletişim kurma anlamında da geliştirecektir.
Üretkenlik ve Sorumluluk: 21. Yy da üretkenlik yine oldukça önemli bir maddedir. Üretim bilgi, endüstri biçimde oluşturulabilir. Sorumluluk bireyin kendi öğrenmelerini gerçekleştirmesi, verilen görevleri en iyi biçimde yerine getirmesi için sahip olması gereken bir diğer özellik olarak karşımıza çıkmaktadır.
Liderlik: Liderlik pek çok özelliği içinde barındıran ve çok farklı tanımları yapılan bir kavramdır. Liderlik bireyin kendi yaşamını planlaması anlamında da, büyük kitleleri yönetme anlamında da kullanılabilir. Liderler doğru kararlar vermeli ve sorunlara etkili, hızlı çözümler üretebilmelidir
21. YÜZYIL ÖĞRENCİ PROFİLİ VE ÖZELLİKLERİ
Milli Eğitim Bakanlığı tarafından “MEB 21. Yüzyıl Öğrenci Profili” isimli bir çalışma hazırlanmıştır. Bu çalışmada mevcut öğrenci profilini ortaya koyulurken, aynı zamanda günümüzde olması beklenen öğrenci özellikleri de bu çalışmada yer almıştır. Bu çalışma göre 21. yüzyıl becerileri bilgi, beceri, tutum, değer temel alınarak 4 başlık altında verilmiştir.
1.Düşünme yolları:
- Yaratıcılık ve yenilikçi düşünme ve bunlara açık olma
- Eleştirel düşünme, problem çözme ve karar verme
- Öğrenme stratejilerini kullanma /Öğrenmeyi öğrenme ve üst bilişsel beceriler kendini değerlendirme/
2.Çalışma Yolları:
- İletişim becerileri /Türkçeyi doğru kullanma ve bir yabancı dili temel düzeyde kullanma/
- Takım çalışması
3.Çalışma Araçları:
- Bilgi okur yazarlığı
- Bilgi iletişim teknolojileri okur yazarlığı
4.Dünya’ya Entegrasyon:
- Yerel ve evrensel vatandaşlık bilinci
- Yaşam ve kariyer ile ilgili bilinç ve beceriler
- Kültürel farkındalıkları ve yeterlikleri kapsayacak şekilde kişisel ve sosyal sorumluluk bilinci
Bu çalışmada yer verilen 21. yüzyıl öğrenci özellikleri aşağıdaki gibi sunulmaktadır.
21. Yüzyıl Öğrenci Özellikleri
- Öğrenciler tasarım yapabilmeli
- Sorun çözümü için hayal edebilmeli
- Teknoloji kullanabilmeli
- Mobil- Öğrenme yeteneği
- Bilgiye hızla ulaşabilmeli
- Aynı anda birkaç işi yapabilme becerisi kazanmalı
- Yüksek seviyede öğrenme yeteneğiyle donanmalı
- Grup halinde öğrenebilmeli
- “İlgi, yetenek, deneyim ve gerçek dünyaya” duyarlı olmalıdırlar
- Farklı okuryazarlık yeteneği (medya, bilgi iletişim teknolojisi)
- Kendini değerlendirebilmeli
- Temel ahlaki değerlere sahip olmalı
- Çok kültürlü ortamda farklılıkları anlayabilmeli, birlikte yaşama becerilerine sahip olmalı
- Hoşgörüyü içselleştirebilmeli
- Öğreneceklerini belirlemede etkin olmalıdır
- Kendilerini etkileyebilecek kararlara aktif katkı sağlayabilmeli; kriterlerin belirlenmesinde etkin olmalı
- Sorunları teşhis edebilmeli ve tanımlama yapabilmeli
- Ürün ve sürece odaklanabilmeli
- Problem temelli öğrenmeyi gerçekleştirebilmeli
- Disiplinler arası öğrenebilmeli
- Çevresiyle (doğal ve kültürel) uyumlu olabilmeli
- Geçmişi anlayabilmeli ve yorumlayabilmeli
- Gelecek hakkında düşünmeli, geleceğini belirlemede etkin olmalı
- Geniş ölçekli projeler gerçekleştirmeli, rol almalı
- Dünyayı bütün olarak kavramalı
- Değerlerin farkına varmalı (çevre, hayat)
- Etkileşim, iş birliği tartışma becerisi olmalı
- Bilgiyi geliştirme ve üretme, aktarma becerisi olmalı
- Etkin katılımcı yurttaş bilinci olmalı
- Küresel eğilimleri görebilmeli
- Riskleri görebilmeli risk alabilmeli
- Toplumsal sorunlara duyarlı olmalı
- Milli kültürünü tanımalı
- Yaratıcı düşünebilmeli 35. Sorgulamalı
- Meraklı olmalı
- Bilimsel araştırma yapabilmeli
- Okuduğunu değerlendirebilmeli
- Kendisini düzgün olarak ifade edebilmeli
- Öz güveni yüksek bireyler olmalı
- Dil becerileri kazanmalı
- Düzgün soru sorabilmeli
- Bilginin değerini anlamalı
- Yorumlayabilmeli
- Öğrenmeyi öğrenebilmeli
- Bedenini tanımalı ve sağlıklı yaşam becerileri kazanmalı
- Spor kültürü kazanmalı
- Estetik duygusu ve beğenisi gelişmeli
- Spor yapabilmeli
- Sanatla (müzik, resim ve benzeri) uğraşmalı
21. Yüzyıl Öğrenci Profili
MEB tarafından gerçekleştirilen “21. yüzyılda ortaöğretimdeki mevcut öğrenci profili nedir ve ne olması beklenmektedir? Şayet beklentiler yönünde mevcut bir öğrenci profili yoksa bunun başarılması için neler yapılmalıdır ve hangi tedbirlere başvurulmalıdır?” sorularına cevap aranan “21.yy Öğrenci Profili” başlıklı bir çalışma gerçekleştirilmiştir. Bu çalışmada 21 yy Öğrenci Profili’ndeki özellikler aşağıdaki gibi listelenmiştir.
- Öğrencinin iletişim becerisi olmalıdır. Etkili iletişim kurabilmelidir.
- Grup halinde çalışma (işbirliği yapma) becerisine sahip olmalıdır. 3. Problem çözme, sorunlarının üstesinden gelme becerisine sahip olmalıdır.
- Öğrenci araştırma yapabilme becerisine sahip olarak yetiştirilmelidir. Bilimsel ve akılcı, araştıran ve sorgulayan olmalıdır.
- Bilgiye ulaşabilmeli, bilgiyi yönetebilme becerisine sahip olabilmelidir.
- Teknolojiyi etkili ve verimli kullanabilmelidir. Teknoloji kullanımında seçici olmalıdır.
- Kendini yenileyebilmelidir.
- İnsanlığın ortak değerlerine sahip olmalı ve onlara değer vermelidir.
- Öğrenciler, Felsefe eğitimini Felsefe alanında yetişmiş öğretmenlerden almalıdırlar. Bu durum tüm alanlar için geçerlidir.
- Demokratik tutuma sahip olmalıdır.
- İnsani ve ahlaki değerlere sahip olmalıdır.
- Öğrenme sürecini yaşam boyu sürdürmelidir.
- Analitik düşünebilmeli ve davranabilmelidir.
- Türkçe’ yi iyi kullanabilmelidir.
- En az bir sanat dalında kendini yetiştirmelidir.
- Hoşgörülü olmalı; farklılıkları zenginlik olarak görmelidir.
- Nasıl öğreneceğini bilmelidir. 18. Kendisi ile barışık olmalıdır.
- Yurttaşlık bilincine sahip olmalıdır.
- Her türlü fanatizmden uzak olmalıdır.
- Kendine güvenen birey olmalıdır. Özgüveni olmalıdır.
- Sınıf ve okul yönetimi ile ilgili kararlara katılabilmelidir.
- Öz disiplini olmalıdır. Kendi davranışlarının sorumluluğunu üstlenebilmelidir.
- Öğrenmeye açık olmalıdır.
- Farklı açılardan olaylara bakabilmelidir. Çok yönlü düşünebilmelidir.
- Fark oluşturabilmelidir. Yaratıcı düşünme becerilerine sahip olabilmelidir.
- Kendini yeniden oluşturabilme becerisine sahip olmalıdır.
- Dünya barışına katkı sağlayabilmelidir.
- Dünya sorunlarına duyarlı olabilmelidir.
- Ortak aklı içselleştirmiş dünya vatandaşı olabilmelidir.
- Kütüphaneyi etkin bir şekilde kullanabilmelidir.
- En az bir sanat dalında kendini yetiştirmelidir.
- Vizyonu olmalıdır.
- Yabancı dil bilmelidir.
- Zamanını etkili yönetebilmelidir.
- Verimli ders çalışma tekniklerini bilmelidir.
- Arkadaş seçiminde seçici olabilmelidir.
- Bilimsel okur-yazar olabilmelidir.
Dijital yerliler olarak isimlendirilen grubun teknoloji kullanım amaçlarına bakıldığında ihtiyaçlarına göre farklı amaçlarda teknolojiyi kullandıkları görülmektedir. Dijital yerliler teknolojiyi 5 bağlamda kullanmaktadırlar. Bu bağlamlar aşağıdaki gibi sıralanabilir.
- Kişisel ilgi veya eğlence
- Sosyal iletişim
- Günlük kullanım (Bilgi depolama veya bilgiye erişim, tren biletlerine bakma gibi…)
- Profesyonel çalışma
- Üniversite/ders çalışması
Dijital yerliler içine doğdukları bu teknolojik düzenin, içeriğin de etkisiyle farklı özellikler barındırmaktadırlar. Bu özellikler aşağıdaki gibi sıralanabilir:
- Bilgiye zaman kaybetmeden, hızla erişmek isterler.
- Metin içerikli kaynaklar yerine, grafik, görsel, hareket, müzik içerikli kaynakları tercih ederler.
- Ciddi çalışmalar yerine oyun içerikli çalışmaları tercih ederler.
- Bilişsel yapıları sıralı değildir, paraleldir.
- Aynı anda, eş zamanlı birden fazla işi yapmak eğilimindedirler.
- Keşfederek öğrenmeyi tercih ederler.
- Genellikle basılı kaynakları kullanmak yerine, dijital kaynakları kullanmayı tercih ederler.
- Doğrusal olmayan verilerden bilgi edinmeyi tercih ederler.
Günümüz çocuklarının teknolojinin içine doğdukları söylenebilir. Düşünme biçimleri, beyin yapıları, kullandıkları oyuncaklar, araçlar, ilgileri, bilgileri bu kadar farklı olan bireylerin özellikleri de önceki nesillere göre farklılıklar gösterecektir. Yeni Binyılın Öğrencileri özetle “dijital araçların dilini keşfederek, yaparak, yaşayarak öğrenen, çoklu işlemler yapabilen, dikkat süreleri kısa, zihni sürekli konudan konuya atlayan, iletişimde ve ilişkilerde sabırsız, anında dönüt isteyen, oyun merkezli yaşayan (ve oyun merkezli öğrenen), fantezi dünyası gelişmiş, dijital olarak sosyal çevresi gelişmiş, fiziksel olarak çoğunlukla yalnız, grafik öğeleri metin öğelere tercih eden, dijital araçları kağıda basılı araçlara tercih eden, eğitimden beklentileri yüksek,” olarak belirtilen özellikleriyle betimlemektedir (Pedro, 2006, s.2-14). Dijital araçların dilini zorlanmadan anlayabilmeleri ve keşfetmeleri 21. Yy bireylerinin yeniliklere açık olduklarının bir göstergesi sayılabilir. Günlük yaşamlarında dijital teknolojiyi yerleştirmiş olmaları pek çok farklı teknolojik araç arasında ilişki kurmalarını ve bu araçları tanımalarını gerektirmektedir. Örneğin anlık iletişimler için akıllı telefonları kullanırken, grafik tasarım işlemlerini gerçekleştirirken tabletlerini kullanabilirler ve bu araçlar arasında veri aktarımını; gerek doğrudan gerek web üzerindeki veri depolama alanlarını kullanarak, gerek sosyal ağlar üzerinden gerçekleştirebilirler. Bu işlemler dijital yerliler için oldukça basit işlemlerdir. 21. yüzyıl öğrencileri yaparak, yaşayarak öğrenen bireylerdir. Bu dönemde öğretmenin bir rehber niteliği taşıması ve onlara ışık tutması ardından öğrencilerin de istedikleri alanda ilerlemesine yardımcı olacaktır. Örneğin simülasyonlar ile öğrencilere gerçeğe oldukça yakın bir deneyim elde etmiş olacaklardır. Yaparak, yaşayarak öğrenmeler sırasında karışılacakları diğer durumlara yönelik yeni bakış açıları kazanırken daha kalıcı bir öğrenme deneyimi yaşamış olacaklardır. Bu dönemin çocukları çoklu işlemleri aynı anda, peş peşe yapabilecek niteliktedirler. Müzik dinlerken diğer bir yandan bir metni okuyabilirler. Hemen arkasından bir bilgisayar oyunu oynayıp tekrar başka bir işe yönelebilirler. Bu durum onların bu işlemleri sıklıkla yapmaları nedeniyle olağan bir durum içerisindedir.
Dikkat süreleri kısadır. Çünkü bir işle ilgilenirken başka bir işi düşünüp ona yönelmek eğilimindedirler. Bu nedenle ilgilerini canlı tutmak ve dikkatlerini ilgili sürece yönlendirmek için çoklu ortamlar öğrencilere sunulmalıdır. Eğitim-öğretim ortamları da buna göre düzenlenmelidir. Günümüzde yalnızca kara tahta kullanımı yeterli gelmemektedir. Metinden çok görsel araçlara ilgi gösteren bu bireyler için öğretmen de bu materyalleri hazırlayabilecek becerilere sahip olmalıdır. Materyalleri hazırlayacak gerekli araçları bilmeli ve bu araçları da etkili bir biçimde kullanabilmelidir. Ardından sunum ortamında öğrencilere bilgiyi aktarırken etkili bir iletişim ortamını da beraberinde sunmalıdır. Öğrenciler etkileşim içerisinde, daha sosyal ve farklı araçlar kullanılarak eğitim öğretim ortamı öğretmen tarafından zenginleştirilmedir. Bu noktada bilişsel yükün artırılmamasına özen gösterilmelidir. Öğrenciye bilgi kalıcı ve etkili bir biçimde ulaştırılmalıdır.
Öğrenciler iletişimde ve ilişkilerde sabırsızdırlar. Bunun nedenlerinden biri olarak istedikleri bilgiye çok kısa bir sürede hemen ulaşabilmeleri gösterilebilir. Bu nedenle diğer insanlarla olan ilişkilerinde hemen sonuca varma, anında beklentilerinin karşılanmasını isteyebilirler. Bu sabırsızlık , her şeyin çok hızlı yaşanmasına bağlı olabilir. Gönderilen bir mesajın saniyeler içerisinde karşıya ulaşması ve aynı hızda dönüt alması teknolojinin hayatının her alanında bulunması bu hızı diğer alanlara da genellemeye ortam hazırlamış olabilir. Bu nedenle de eğitim ortamlarında anında dönüt, düzeltmeye önem verilmelidir. Bilgi tam, doğru zamanda öğrencilere ulaştırılmalı, süreçteki ilerleyiş öğrencilere bildirilmeli ve bu sabırsızlık durumu süreçle entegre edilerek bir uyum sağlanmalıdır.
Günümüzde çok fazla oyun ortamları ve oyun çeşitleri bulunmaktadır. Böyle bir ortamda büyüyen bireylerinde öğrenmelerini de oyun tabanlı tasarlanmış ortamlarda gerçekleştirmek istemeleri olağan karşılanabilir. Daha eğlenceli, zevkli, aşamalı, kendilerinin aktif olduğu bu ortamlar bu dönemin bireyleri açısından beğenilen ortamlardır. Eğitim- öğretim sürecinde de kullanılacak materyallerle bu ortam sağlanabilir. Yine bu nokta da öğretmen öğrencilerini oldukça iyi tanımalı ve onlara hitap edecek seçebilmelidir. Onların gelişim düzeylerine uygun, çok yönlü gelişmelerine yardımcı olacak materyallerle öğrencilerine farklı bir öğrenme ortamı sunarken dönemimizin materyalleriyle güncel içerikler hazırlayabilir.
21. Yüzyılda Öğretmen Özellikleri
Milli Eğitim Bakanlığı Eğitimi Araştırma ve Geliştirme Dairesi’nin 1999 yılında, “Çağdaş Öğretmen Profili” adlı çalışmasında Çağdaş Öğretmen;
- Günümüz eğitim ihtiyaçlarına cevap verebilecek 21. yüzyılın bilgi teknolojisi toplumunda öğrencileri geleceğe hazırlayabilecek yeterlilikte,
- Kendi konu alanına hâkim,
- Öğrenciyi tanıma becerisine sahip,
- Ders etkinliklerini planlayabilen,
- Öğreteceği konunun özelliğine göre öğretim yöntem ve tekniklerini kullanabilen,
- Öğrenciler ile sağlıklı iletişim kurabilen, öğrenme ortamını öğrencilerin ve konuların özelliklerine uygun hale getirebilen, öğrencilerin derse aktif katılımını sağlayabilen,
- Mesleki gelişmede çağdaş öğretmen sorumluluklarını ve özlük haklarını, mesleği ile ilgili kanun, yönetmelik ve tüzükleri, bilgi toplumu içindeki yerini ve önemini bilen kişiler olarak tanımlanmaktadır. Çağdaş öğretmen ayrıca;
- Sosyal ve çevresel boyutla ilgili olarak sosyal, kültürel ve sportif etkinliklerin hazırlanmasında etkin rol almalı, okul ve diğer kurumlar arasında koordinasyonu sağlamalı ve eğitim sistemindeki aksaklıkları belirleyerek çözüm yolları önerebilmelidir.
- Çağdaş öğretmen giyim kuşamına dikkat etmeli, yeni fikirler üretebilmeli ön yargılı olmamalı, kendini sürekli geliştirmeli, mesleğini ve çocukları sevmelidir.
- yüzyılın çağdaş öğretmeni demokratik değerlere ve insan haklarına saygılı olmalıdır (499-500).
Araştırmadan elde edilen bulgulara göre öğretmenler genelde kendilerini; konu alanına hakim olma, öğrenci gelişimi, öğretimi planlama, öğretim stratejileri, bilimsel işlem becerileri, sınıf yönetimi ve sınıf içi etkinlikler ,mesleki gelişim, sosyal çevresel boyut ve kişisel özellikler bakımından çok yeterli bulmaktadırlar (MEB: 1999.516).
Öğretmenler bir toplumun gelecekteki insan profilinin oluşmasında etkili faktörlerden biridir. Yetiştirdikleri öğrenciler öğretmenlerinden aldıkları temel bir takım davranış ve bilgilerle de yaşamlarının bir kısmını şekillendirmektedirler. Bu nedenle de öğretmenler gerek davranışlarıyla gerek verdiği eğitim içeriğiyle öğrencileri tam donanımlı bir biçimde yetiştirmelidir. Günün, çağın gerekliliklerine göre süreci planlayabilmeli, güncel içerik sunabilmelidirler. Öğretmenler, gelişim ve değişime açık olmalıdırlar. (Kıncal, 2004; Sisman, 2006; Çelikkaya, 2009). Açık olmalıdırlar ki yeni teknolojileri, kuramları, etkinlikleri deneyebilsinler ve farklılığın getirdiği güzel deneyimleri yaşayabilsinler. Teknolojinin hızla ilerlediği bu dönemde öğretmenlerin kendi eğitim zamanlarındaki araçlarla eğitim-öğretim sürecini planlamaları bu çağın çocuklarına yeterli gelmeyecek, dikkatlerini çekmeyecektir. Bu dönemin çocukları gün içerisinde sıradan işler için dahi çoklu ortam araçlarıyla karşılaşırken ders sürecinde yalnızca tahta kullanımı, sıradan bir ders sunumu onları derste tutmaya yetmeyecektir. Bu nedenle 21. Yy öğretmenleri bu durumun bilincinde olmalı ve bu çağın çocuklarının özelliklerine göre kendini yenileyebilmeli, geliştirmeli, güncel tutabilmelidir.
Öğretmenlerin girişimcilik, eleştirel düşünme ve araştırma-sorgulama becerilerine sahip olmaları gerekir(Arslan ve Özpınar,2008). Öğretmenler öğrencilerine rol model, rehber niteliğindedir. Bu nedenle girişimci kişiliğini ortaya koyması öğrencilerine de yansıyacaktır. Öğretmenin farklı disiplinler ile işbirliği içerisinde olması, bu disiplinleri ilişkilendirmesi, sorgulaması araştırması, eleştirel yaklaşması öğrencilerde de ilgilerine bağlı olarak aynı eğilimi gösterme yönüyle ortam hazırlayabilir. Öğretmenin geziler düzenlemesi öğrenciler için farklı bir bakış açısı edinmelerine yardımcı olabilir. Örneğin uzay, gök cisimleriyle ilgili öğrencileriyle birlikte katılacağı seminer, müze, gözlem evleri gibi ortamlar onlara farklı alanları tanıma imkânı sunacak ve bir kıvılcım oluşturabilecektir. Öğretmenin öğrencileri ile bir projeye katılması onları proje için yüreklendirmesi, girişimleri için bağlantılar kurması öğretmenin u becerilere sahip olması ile kolaylaşacaktır.
Öğretmenlerin günümüz toplumunun ihtiyaçları doğrultusunda; araştıran, sorgulayan, problem çözebilen, kritik düşünebilen, öğrenmeyi öğrenen, bilgiyi üretebilen, yaratıcı, esnek, teknolojiden faydalanabilen, düşündüklerini kolayca ifade edebilen öğretmen yeterliklerine sahip olması gerekmektedir.
Yenileşen ve gelişen eğitim ortamlarında kullanılan araç-gereçler de değiştiği gibi benimsenen eğitim felsefelerin de de değişimler yaşanmaktadır. Artık bireyi merkeze alan, kendi öğrenmesini kendisi gerçekleştirmesi beklenen, yalnızca sonuç, ürün değil bireyin öğrenme sürecinin de önemsendiği, bilgiyi bireyin kendisi yapılandırdığı fikirlerinin kabul gördüğü bir felsefeye doğru ilerlemekteyiz. Bu felsefeler eğitim-öğretim sürecinin planlanmasında yenilenen müfredatlar ile yer almaya başlamıştır. Yapılandırmacılık adı verilen felsefenin öğretmen tarafından oldukça iyi anlaşılması ve öğrencilerine bu felsefeyi destekler nitelikte içerik sunması oldukça önemlidir.
Brooks ve Brooks (1993, Akt: Karakaya,2001:113-114), yapılandırmacı öğretmen rollerini şu şekilde sıralamaktadırlar:
- Öğrenci özerkliğini (otonomisini) kabul eder ve destekler.
- Organize ile birlikte, ilk kaynakları, fiziksel materyalleri ve özellikle etkileşimi kullanır.
- Çalışmaları şekillendirmede yapılandırmacı terminolojiyi kullanır.
- Öğrencilerin dersleri yürütmelerine ve stratejileri değiştirmelerine izin verir.
- Kavramları öğrencilerle paylaşmadan önce, öğrenci anlayışları üzerinde araştırma yapar.
- Öğrencilerin öğretmen ile işbirliği ve diyalog içinde olmalarını teşvik eder.
- Açık sorular sorarak öğrencilerin düşüncelerini derinleştirir.
- Sorunları ortaya koyduktan sonra bekleme süresi verir.
21.yüzyılda öğretmen öğrencinin bir birey olduğunu, bağımsız olduğunu ve diğer bireylerden farklılık göstereceğini fark etmelidir. Buna bağlı olarak da eğitim-öğretim sürecini bireysel farklılıkları göz önüne alarak tasarlamalıdır. Öğrencilerin öğrenme biçimleri, pekiştirme süreçleri, ilgileri, eğilimleri farklılık göstermektedir. Bu nedenle de ne kadar çok farklı materyal ile süreci zenginleştirirse daha çok öğrenciye ilgilerine göre öğrenme ortamları sunmuş olacaktır. Öğrenciye kendi öğrenme ortamını hazırlamak için de imkânlar sunulmalıdır. Yalnızca sınıf ortamları, okul öğrenme ortamı olarak görülmemeli yaşamın her noktası çeşitli öğrenmelerin gerçekleştirilebileceği ortamlar olarak öğrencilere fark ettirilmeli ve öğretmen öğrenciye rehberlik etmelidir.
21.yüzyılda öğretmen iyi bir planlama becerisine de sahip olmalıdır. Olayları ve süreci iyi organize ederek maksimum verim için gerekli düzenlemeleri yapabilmelidir. Hayatın her alanında ve döneminde planlama yapmak, işleri sıraya koymak kolaylaştırıcı bir faktör olabilir. Ders sürecini yöneten ve dijital yerlilerin öğrenci olduğu bu dönemde öğretmen kullanacağı materyalleri sürece entegre ederek ve öğrencileri ders sürecine aktif bir biçimde katarak ortamı güçlendirmelidir. Dijital yerliler teknoloji kullanımında kendileri aktif durumdadırlar. Öğrenme ortamlarında da bu aktiflik alışkanlıklarına bağlı olarak sürdürülmelidir. Gerek projelerle gerek sınıf ortamlarında öğrenci dinamik tutulmalıdır. Onlara süreçte yer aldıkları, değerli oldukları öğretmen tarafından hissettirilmelidir.
21.yüzyıl öğretmeni sınırları keskin çizilmiş öğrenme görevleri yerine kendi ilgileri ile çeşitlendirebileceği, araştırma yapabileceği, gizil güçlerini ortaya koyabileceği öğrenme görevleri vermelidir. Öğrenciler öğrenmelerini kendileri şekillendirebilmelidir. Bu nedenle öğretmen öğrencilerden gerçekleştirmelerini beklediği davranışları, öğrenmeleri bireysel farklılıkları da göz önünde bulundurarak bir öğrenme görevi çeşitliliği sunmalıdır.
Öğretmen öğrencilere sıradan yalnızca kendisinin konuştuğu, peş peşe bilgilerin görevlerin verildiği sıkıcı bir öğrenme ortamı sunmamalıdır. Bunun yerine öğrencilerle birlikte alınan kararların uygulandığı, süreci hazırlamada ve yönetmede onların da etkili olduğu esnek, çeşitli, farklı bir öğrenme ortamı sunmalıdır. Öğrencilerden gelen öneriler ile süreç daha zevkli ve verimli bir hal alabilir. Öğrenciler süreçte sıkılmamalı, bunalmamalı, bıkkınlık hissetmemelidirler. Eğer birey öğrenmeye kapanırsa o öğrenciye bir şey öğretmek güçtür. Bu nedenle öğretmen öğrencilerini tanıyarak, onların fikirlerini ilgilerini göz önüne alarak, ders sürecini birlikte planlamak için onlara imkân sunmalıdır ve ortak kararlar alınmalıdır.
Öğretmen öğrencilere sunacağı kavramlarda, onların anlayışlarına göre bir düzenleme yaparak mesajı ulaştırmalıdır. Çağımızda değişen pek çok şey gibi anlayışlarda değişmektedir. Bu anlayışlar döneme göre farklılık gösterirken yaş grubuna göre de değişiklik göstermektedir. Bu nedenle sunulacak kavramlardan önce bireylerin anlayışları hakkında bir araştırma yapmak faydalı olacaktır.
Öğretme-öğrenme süreçlerinde etkileşim oldukça önemlidir. Etkileşim beraberinde iletişimi de getirmektedir. Öğretmen öğrencileri ile arasında etkili bir iletişim ortamı hazırlamalıdır. Rehber niteliğindeki öğretmen onlara yol gösterirken doğru bir dil ile onları düşünmeye, araştırmaya, gelişmeye sevk etmelidir. Öğretmen öğrencileri ile işbirliği içerisinde olmalı, süreci yöneten olarak yer aldığı gibi onları diğer arkadaşları ile de işbirliği, iletişim içerisinde olmaya yönlendirmelidir. Ekip ruhunun arandığı günümüzde öğretmenin bu becerilere sahip olup öğrencilerin de bu becerilere sahip olması için imkânlar sunmalıdır.
Öğretmen öğrencilerine herkesin fikirlerini özgürce sunabileceği, herkesin az çok fikrinin olabileceği, tek bir yanıtı olmayan sorular yöneltmelidir. Onlara hayal dünyalarını geliştirebilecek, özgün fikirler ortaya çıkarabilecek açık uçlu sorular yöneltmelidir. Her öğrencinin söylediği farklı bir fikirle diğer öğrenciler için de farklı bir pencere açılacaktır.
Öğrencilerin gelişim düzeylerine göre sorular hazırlanmalıdır. Onlara göre yapılması güç ya da kolay görevler vermek beklenilen verimi almaya engel olabilir. Onların düzeylerine göre verilen problemden sonra öğrencilerden sorunların çözümü için düşünmeleri, çözüm üretmeleri, değerlendirmeleri için süre verilmelidir. Daha sonra çözüm önerileri alınmalı ve eleştirel bir ortam hazırlanarak çözümler tartışılmalıdır.
Genel olarak 21. Yüzyıl öğrencisine bakıldığında önceki nesillerden farklı özellikler gösterdiği görülmektedir. İlgiler, bilgiler, kullanılan araç-gereçler, bilgiye ulaşma ve bilgi oluşturma şekilleri farklılık göstermektedir. Farklılaşan bu nesilde eskiye sıkı sıkıya bağlı kalmak elbette tercih edilen olmamalıdır. Öğrenciler öğrenme sürecinde bireysel farklılıkları, değişen gelişen teknoloji göz önüne alınarak sürece dâhil edilmelidirler. Geleceğe hazırlanmalarında geçen bu yıllar oldukça önemlidir ve boş geçilecek, değersiz görülecek vakit yoktur. Bu noktada da 21. Yüzyılın dijital çocuklarının öğretmenlerine büyük görevler düşmektedir. Öğrenciler gibi öğretmenlerde değişmektedirler ve değişmelidirler. Bu süreç tek taraflı yürütülecek bir süreç değildir. Yalnızca bir tarafın ilerleme kaydetmesi yeterli olmayacaktır. Her iki tarafın da birbirini beslemesi gerekmektedir. Öğretmen öğrencilerini tanımalı ve onlara kulak vermelidir. Öğretimi onlarla planlamalı ve onlara en iyi öğrenme ortamını sunmalıdır. Öğretmen farklı materyallerle süreci destekleme, zenginleştirmelidir. Günden güne değişen bir dünyada aynı şeyleri tekrar etmek ilerlemede engel oluşturabilir. Öğretmen öğretimi yönetmelidir anacak bu noktada öğrencileri ile olan ilişkisi, iletişimi, işbirliği göz ardı edilmemledir. Öğrencilerin başarıları ölçerken, değerlendirme yaparken yalnızca sonuca bağlı kalmamalı, sürece, yaşantılarına da önem vermelidir. Öğretmen öğrencilerine rehber olmalı ve onlara farklı alanları tanıtmalıdır, yol gösterici olmalıdır. Özel gereksinime ihtiyacı olan bireylerin de bireysel farklılıklarını göz önünde bulundurmalıdır. Onların gelişim düzeylerine göre onlara özel materyaller sunmalıdır. Her birey değerlidir. Öğretmenlik yalnızca çocuklara eğitim veren bir meslek grubu değildir. Yetişkinlerin öğretmenleri olunduğunda da söylenilen tüm bu özellikler, uygulamalar geçerlidir. Ders yalnızca sınıf ortamında kalmamalı ders dışı etkinliklere de yer verilmelidir. Öğretmen her zaman kendini geliştiren bir hal içerisinde bulunmalıdır. Güncellik ve doğru bilgi çağımızın önemli gerekliliklerinden biridir. Dolayısı ile öğretmen her zaman gelişmeye ve geliştirmeye, yeniliklere açık olmalıdır. Öğretmen okul çapında gelişmeye de destek olmalıdır. Okulla çevre bir bütündür ve bu bütünlüğün öğretmenler, öğrenciler ile sağlanması gerekir.
Çağımızda teknolojinin önemli bir yerinin olması nedeniyle de ders süreçlerine teknoloji entegrasyonunun sağlanması gerekir. Öğrencilere çoklu ortam nesneler sunularak onlara alışageldikleri araçlar ile bir eğitim ortamı sunulmalıdır. Bu anlamda öğretmen, öğrenci, okul ve daha büyük çapta işbirliği sağlanmalı ve öğrencilere hitap edecek öğrenme ortamları hazırlanmalıdır.
Öğretmen öğrenci işbirliği her zaman önemlidir. 21. Yüzyılda da bu birliktelik yeniliklerle, gelişmelerle güçlü yarınlara ulaştırılmalıdır. Daha ileriye, en iyiye…
Hatice GÜLGÜN
Kaynakça
Waycott, J., Bennett, S., Kennedy, G., Dalgarno, B., & Gray, K. (2010). Digital divides? Student and staff perceptions of information and communication Technologies. Computers & Education, 54, 1202-1211.
EARGED (2011). MEB 21. Yüzyıl Öğrenci Profili. Ankara: MEB.
İlhan, A. Ç. (2004). 21. yüzyılda öğretmen yeterlikleri. Bilim ve Aklın Aydınlığında Eğitim Dergisi, 58
EARGED (t.y.). Çağdaş Öğretmen Profili. [Çevrimiçi: http://otmg.meb.gov.tr/…/EARGED%20%C3%87a%C4%9Fda%C5%9F%20%C3%96%C4%9Fretmen%20Profili.doc, Erişim Tarihi : 14.04.2015.]
Prensky, M. (2001). On the Horizon. NCB University Press, Cilt 9, Sayı 5