Dört Yıllık Lisans Eğitimime Dair

Öğretmenlik mesleği, birebir insanla iç içe ve bir insanın birçok yönüyle yetişmesinde etkisi bulunan bir meslek olmasından dolayı oldukça itinayla göreve gelecek kişilerin yetiştirilmesi ve mesleğin de özveri, sabır, adalet vs. ile yapılması geren bir meslektir. Bu nedenle öğretmenlik yetiştirme programlarının da bu titizlikte hazırlanması gerekmektedir. Alınan eğitimler, seminerler, uygulamalar vs. yetiştirmenin bir bölümünü ifade ederken bir araya gelerek bir bütünü meydana getirmektedir. Lisans eğitimim boyunca farklı alanlarda pek çok ders aldım. Programla, eğitim bilimleri, iletişim, öğrenme ve öğretme kuramları gibi içeriği birbirinden farklı olan derslerdi. Bu dersler arasında en önemlilerinden biri de şüphesiz ki Öğretmenlik Uygulaması dersiydi. Lisans eğitimim boyunca aldığım derslerin her birinden az çok edindiğim bilgilerim, deneyimlerim oldu. Bu anlamda bana emeği geçen tüm öğretmenlerime teşekkür ederim.

4 yıl süren lisans eğitimimde araştırma yapmayı, rapor hazırlamayı, sunum yapmayı, proje hazırlamayı, proje konusu hazırlamayı ve bunu alan yazınıyla desteklemeyi, ihtiyaç analizi yapmayı, eğitim felsefelerini, öğretim yöntem ve tekniklerini, öğrenme ve öğretme kuramlarına dikkat ederek proje hazırlamayı, eğitim felsefelerini yorumlamayı, eleştirel açıdan bakabilmeyi, iletişim süreçlerini ve iletişimdeki incelikleri, öğretmenlik provasını, micro öğretimi ve uygulaması, öğretmen öğrenci iletişimini, öğretmen olmanın ne olduğunu, öğretmenliğe geçiş sürecini ve tecrübelerini ve daha fazla içeriği Hacettepe Üniversitesi Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Öğretmenliği’ den edindim. Okul Deneyimi ve Öğretmenlik Uygulaması dersleri sürecinde lisans eğitimim boyunca edindiğim pek çok içeriği deneyimleme imkânı buldum. Lisans eğitimimin en önemli derslerindendi. Öğretmenliğe geçiş sürecini ifade ediyordu. Eğitim bilimlerine dair öğrendiğim bilgilerin teorikte ve pratikte nasıl bütünlük sağladığını, transfer etmede yaşanılanları ve farklı durumlarla karşılaşıldığında nasıl tepkiler ortaya konulabileceğini, sınıf yönetimini deneyimledim. Eğitim felsefelerinin eğitim ortamlarında uygulamalarını, ilkelerle ne ifade edildiğini, öğretmen ve öğrenci penceresinden bakabilmeyi öğrendim. Ölçme değerlendirme nasıl yapılır, ders planı nasıl hazırlanır, gözlemde nelere dikkat edilir ve neler not alınır sorularının cevaplarını lisans dersleri sırasında öğrenirken, bunların eğitim öğretim sürecinde nasıl kullanıldığını staj deneyimlerken, dönütlerle davranışlarımı sürdürerek, düzelterek uygulamaya geçtim. Öğrendiğim kuramlar, ölçme değerlendirme ilkeleri, hedef kitlenin önemi gibi faktörleri bir arada bulunduran projelerin de önemli olduğunu belirtmek istiyorum. Bu projelerde hedef kitleyi tanımayı, onlara hitap etmeyi, raporlama, kullanılabilirlik gibi öğrendiğim bilgileri Okul Deneyimi ve Öğretmenlik Uygulaması derslerine transfer ederek eğitim sürecinde de bu bilgilerin önemini fark ettim. Ders planı hazırlarken öğrencilere verilecek örnekler, çalışma kâğıtları, ödevler, bilgilerin güncelliği ve seviyelerine uygunluğu gibi tecrübeler projeler geliştirilirken dikkat edilen noktalar olduğu gibi eğitim öğretim sürecinde de dikkat edilecek önemli noktalardandır. Bu anlamda genel olarak derslerin birbiri ile az çok bağlantılı olması ve tecrübeleri, bilgileri kaynaştırmak, transfer etmek alanları birbirine bağlamaya, ilişkilendirmelere yardımcı oldu. Öğrenme ve öğretme sınırlı bir zaman dilimini kapsamamakla birlikte bir sürekliliği ifade ediyor. Lisans eğitimim sürecinde de olduğu gibi her zaman öğrenilecek ve öğretilecek bilgiler, deneyimler bulunmaktadır. Yenilenen, ilerleyen, farklılaşan dünyamızda, teknolojide, teknolojinin entegrasyonunda, eğitim felsefelerinde, bireylerde vs. yenileşme devam etmektedir.

Lisans eğitimim yoğun, önemli, farklı bir süreçti. Birçok projede, çalışmalarda, sunumlarda, ödevlerde, stajda, söyleşide vs. bulundum. Aldığım dersler, katıldığım seminerler, BÖTE kurultayları, söyleşiler vs. bana pek çok tecrübe,bilgi kattı. Özellikle de son lisans yılındaki Okul Deneyimi ve Öğretmenlik Uygulaması dersi süreci lisans dersleri arasında büyük öneme sahip derslerinden biriydi. Ders sürecinin öğretmenliği ve öğretmenliğe geçiş bilgileri, gözlemler, temalara yönelik hazırlanan blog yazıları ders içeriğinin takip edilmesinde somut adımlara dönüşmesinde, zenginleştirilmesinde önemli noktalardandı. İyi planlamış, vaktinde zamanında yürütülen, iletişim içerisinde dönütler düzeltmelerle birlikte sürdürülen, öğretmenliği ve öğretmenliğe geçişi resmeden bir ders süreciydi. Bu süreçte ve tüm lisans eğitimim sürecinde emeği geçen tüm hocalarıma teşekkürlerimi sunuyorum.

Öğretmenlik Uygulaması Dersinin Bana Kattıkları

İletişim karşılıklı mesaj alışverişidir. Sınıf ortamında öğretmen ve öğrenciler sürekli bir iletişim halindedirler. Öğretmen ders işlerken, soru sorarken, öğrenciler kendi aralarında ve öğretmenleriyle iletişim kurarlar. Bu iletişim elbette belirli kuralları barındırmalıdır. Aksi halde iletişim ortamında iletişimsizlik yaşanabilir. Öğretmen ve öğrenciler arasında saygılı bir iletişim süreci olmalıdır. Kullanılan kelimelere özen gösterilmeli, dil bilgisi kurallarına dikkat edilmelidir. Düzgün bir anlatım, iletişim dili kullanılmalıdır. Öğretmenin sergilediği her davranış öğrenciler için de rol model niteliğindedir. Öğretmenlik Uygulaması dersi sürecinde, sınıf içerisindeki diyaloglarımızda, ders anlatımlarımızda hazırladığımız tema içeriklerinde de bu kurallara özen gösterdik. Bu uygulamalar aslında bizlere örnek uygulamalar niteliğindeydi. Bu nedenle ders sürecinde göstermiş olduğumuz bu özen bizlere sınıf ortamında, yorumlarda, öğrencilerle olan diyaloglarımızda ve bir içerik hazırlarken nasıl bir üslup kullanmamız gerektiğine dair örnek bir uygulama niteliğindeydi.  Öğrencilerin söylediğini doğru anlamak ve verilen dönütlerle bu durumu desteklemek iletişimde önemli bir noktadır. Soruları yanıtlarken kullanılan ılımlı, saygılı, açık ve net bir dil kullanılmalıdır. Öğrenciler sorularını rahatça sorabilmeli ve yanıtlarını da etkili bir biçimde alabilmelidirler. İletişimde açık, net, yalın bir dil sergilemek önemlidir. Bu durum mesajın karşı taraf için doğru alınmasına yardımcı olacaktır. Mesajın iletilmesinde kullanılan kanal da ders içeriğiyle uygun ve öğrencilere hitap edilecek biçimde seçilmelidir. Öğretmenlik Uygulaması dersi sürecinde yapılan açıklamalar, e-postalara olan dönütler, yüz yüze yapılan dersler vs. iletişimin doğru biçimde gerçekleşmesinde ve mesajın doğru anlaşılmasında önemli uygulamalardı. Ayrıca stajda edindiğim tecrübeler de öğretmen öğrenci arasında nasıl bir iletişim olması gerektiği noktasında bana yardımcı, yol gösterici olan bir diğer uygulamaydı. Stajda uygulama öğretmeninin öğrencileriyle olan iletişimi bana örnek bir durum oluşturdu. Okulda, sınıfta iletişim sürecinin nasıl sürdüğünü, nasıl bir ses tonu kullanıldığı, nelere nasıl cevap verildiğini, öğrencilere nasıl hitap edilmesi gerektiğini, onlara nasıl söz hakkı verildiğini,  açıklamaların nasıl yapıldığını, etkili iletişim kurmayı ve iletişimi iyileştirme vs. stajda öğrenme, deneyimleme fırsatım oldu. Tüm bu durumlar Öğretmenlik Uygulaması dersinde de sürdürülen iletişim durumlarıydı. İletişim anlamında bu ders sürecinde yeni iletişim biçimleri, özelliklerini de tanımış oldum.

Öğretmen öğrencileriyle iletişiminde açık bir iletişim sergilemelidir ve “sen dili” yerine “ben dili” ni kullanarak daha samimi ve karşı tarafı suçlayıcı bir iletişim tavrından uzak durmayı tercih etmelidir. Öğretmen öğrencinin penceresinden de bakabilmeli olayları onun gözünden de değerlendirebilmelidir. Öğretmen anlayışlı, çözüme yönelik ve nazik tavrını korumalıdır. Öğrencilerin de bu nitelikleri kazanmasına yardımcı olmalıdır.

Öğretmen sınıfında bulunan kaynaştırma öğrencilerini de bu süreçte maksimum verim alacak şekilde süreci düzenlemelidir. Onlarında diğer öğrencileri gibi düşünmeli ve planlar hazırlamalıdır. Gerek arkadaşlık ilişkilerini düzenleme, gerek ders sürecine katılım, gerek sınavlarda ona gereken ilgiyi göstermelidir. Sınıf yönetimi tüm öğrencilerle bir bütün olarak sağlanmalıdır.

Sınıf ortamında her birinin diğerinden farklı özelliği bulunan, farklı karakterlerdeki bireylerden oluşan bir grubun yönetimi sağlanmaktadır. Bu durum çeşitli iletişim biçimlerini gerektirdiğinden sınıf yönetimi de buna bağlı olarak şekillenmektedir. Her şeyden bir birey nerede ve ne için o ortamda bulduğunu bilmelidir. Öğrencilere okulda, sınıfta oldukları ve ne için burada bulundukları açıklanmalı ve hissettirilmelidir. Böylece davranışlarını da ona göre şekillendireceklerdir. Sınıf ortamında bulunan öğrenciler sınıfın genel düzeni ile ilgili kurallara uymalıdırlar. Öğretmen bu noktada onlara bu kuralları öğretmenli ve bu kuralların ne için oluşturduklarını öğrencilere anlatarak öğrencilerin kendi istekleri ile bu kurallara dikkat etmelerini sağlayacak bir açıklama yapmalıdır.  Ben kuralların öğrencilerle birlikte oluşturulması ve uygun, orta yolun bulunması fikrindeyim. Böylece kendi koydukları kurallara uymak onlara daha uygulanabilir gelebilir. Sınıf ortamında öğrenciler kendi aralarında konuşan dersi dinlemeyen, ilgisiz öğrenciler bulunabilir ve bu durum dikkat dağıtıcı bir ders ortamına neden olabilir. Öğretmen öğrencileri uygun bir dille uyarmalıdır, kırıcı olmamalıdır. Bu durumun sürmesi halinde farklı çözüm yolları denenebilir; yer değiştirme, daha ön sırada öğretmene yakın biçimde oturtulabilir, onlarla bire bir görüşülebilir ve sorunlarına çözüm aranabilir. Ancak bu uygulamalar öğrencinin motivasyonunu, ilgisini düşürmemelidir, onları rencide edici olmamalıdır. Sınıf ortamında pek çok farklı durumla karşılaşılabilir. Sınıf yönetiminde öğretmenin dikkatli olması gereken bir diğer nokta ise adaletli davranmaktır. Öğretmen tüm öğrencilerini birbirlerinden farklı olmalarına rağmen eşit olarak görmeli, değerlendirmeli, söz hakkı vermelidir. Konuları hızlı kavrayan öğrenciler ile daha geç kavrayan öğrenciler arasında dengeyi sağlamalı, ders sürecini her tipte öğrencileri göz önünde bulundurarak sürdürmelidir. Öğretmenlik Uygulaması dersi süresince tüm bunları öğrenme ve üzerinde düşünme fırsatım oldu.

Sınıf yönetiminde öğretmen öğrencileri ile göz teması kurmalı, onları bu eğitim-öğretim sürecine aktif olarak katılmalarını sağlamalıdır. Öğrenci çekingen ya da dışa dönük olabilir. Eğer çekingense ona söz hakkı vermeli eğer istiyorsa fikirlerini paylaşması rica edilmelidir. Zorlama, baskı ve kırıcı sözlerden uzak durulmalıdır. Dışa dönük, daha hevesli, girişken olan öğrenciler içinse öğretmen diğer öğrencilerin de söz hakkı olduğunu ifade etmeli ve o öğrenciyi de süreçte aktif ama diğer arkadaşlarına karşı saygılı olacak biçimde ortam, öğretmen tarafından oluşturulmalıdır.

Zaman yönetimi her alanda olduğu gibi eğitim-öğretim sürecinde de büyük önem kazanmaktadır. Süreç, zamanı tam verimli kullanacak biçimde düzenlenmelidir. Bu nedenle ders planlarının hazırlanması, alternatif ders planlarının bulunması önemlidir. Oluşturulan izlence ile belirli bir sıra takip edilerek hedeften uzaklaşılmamış olunacaktır. Hangi tartışmalara yer verilecek, neler anlatılacak, öğrencilerin uygulamaları ve sorularına ne kadar süre ayrılacak gibi planlamaların yapılması süreçte zamanın etkili kullanımında faydalı olacaktır. Staj okulumda anlatacağım ders planında da , mikro öğretim için hazırladığımız ders ve süre planlamasında zaman yönetiminin önemini görev sırasında görme imkanım oldu. Süreçte gerçekleştirdiğimiz bu uygulamalar derslerde öğrenilenleri uygulamaya geçirirken yaşanılanlarla yeni tecrübeler kazanmamı sağladı.

Bir işin belirli bir sürede tamamlanmasında yanı amaca ulaşılmasında zaman yönetimi önemlidir. Zamanın verimli kullanılması için hedeften uzaklaşılmamalıdır. Aksi durumda zaman akarken dersten beklenilenlere ulaşılamayacak, istenilen noktaya varılamayacaktır. Eğer hedeften farklı bir tartışma konusu açılıyorsa buna dersin sonlarına doğru yer verilerek bir düzenleme yapılabilir. Öğrencilerin kendi aralarındaki tartışmalarda da öğretmen hem sınıf yönetimini hem de zaman yönetimini elde tutmalıdır. Böylece tartışılanlar anlaşılırken verilen belirli süre ile de kısa sürede yoğun iletişim süreci sağlanmış olacaktır. Tartışmalar, anlatımlar, uygulamalar hedef çevresinde planlanmalıdır ve yaklaşık olarak bu durumlar için ne kadar süre ayrılacağı belirlenmelidir. Durumlara ayrılan süreler olabilecek en iyi şekilde organize edilmelidir.

Ders içerisindeki geçişlerde zaman kaybı yaşanmaması için geçişler olabildiğince hızlı, yumuşak ve bir bütün halinde gerçekleşmelidir. Derse girişin ardından bir örnek ile konuya giriş yapılabilir. Ders sürecinde öğrencilerin aktif olması sağlanmalıdır. Her öğrenciye söz vermek her zaman mümkün olamayacağından her defasında farklı öğrencilere söz vermek sürecin daha hareketli ve öğrencilerin katılımcı olmasına yardımcı olacaktır. Sınıf içerisinde gerçekleştirilen tartışma, sunum, sorular üzerinde düşünme gibi uygulamalar için belirli bir süreyi sınırlı tutmak, yönergeler vermek zaman yönetimini kolaylaştıracaktır.

Değerlendirme hem öğrenciler hem de öğretmen açısından önemli bir dönüt niteliğindedir. Öğretmen öğrencilerin neleri anlamadığını, neler ifade edemediğini, nelerde zorlandıklarını tespit etme ve içeriği düzenleme anlamında değerlendirmelerden dönüt sağlamış olacaktır. Öğrenciler için de aynı durum geçerlidir. Alınan dönütler eğitim-öğretim sürecinin iyileştirilmesinde oldukça önemlidir.

Değerlendirmeler sonuç odaklı yapılabileceği gibi süreç odaklı da yapılabilir. Bu durum programın içeriğine ve öğretmenin eğitim felsefesine göre şekillenmektedir. Yalnızca ürünü değerlendirme ve öğrencinin süreç boyunca ne yaptığını, nelerle karşılaştığını göz önünde bulundurmamak yerine hem sürecin hem de sonucun değerlendirildiği bir değerlendirme yapmayı tercih ederim. Böylece öğrencileri süreçte yaşadıklarını, olumsuz, olumlu durumları izleyip kendime dönüt sağlarken ürünlere bakarak ne düzeyde kalitede sonuçlar ortaya koyabildiklerini tespit etme imkânı sağlamış olurum. Yalnızca yazılı sınav, proje, sözlü vs. değerlendirmeler yerine ders içeriğime uygun olarak farklı değerlendirme türlerini sürece eklerim. Tek bir değerlendirme yerine daha çeşitli değerlendirme türleri ile hedefe uygun ve ölçmek istediğim davranışları en iyi biçimde ölçebileceğim değerlendirme araçlarını seçebilirim. Böylece bireysel farklılıkları da göz önüne alarak, her bireye hitap etmeye çalışırım.

Genel olarak Öğretmenlik Uygulaması dersi sürecinin mesleki gelişim anlamında bana pek çok noktada katkısının olduğunu söyleyebilirim. Öğretmenlik gibi önemli bir görevin gerekleri, niteliği, içeriği, uygulaması elbette ki diğer görevlerden farklılık gösterecektir. Öğretmenlik Uygulaması dersi sürecinde edindiğim ve dinlediğim tecrübeler, sınıf içerisindeki örnek durumlar, öğretmenin rol model olması karşılaşabileceğim benzer durumlarda nasıl bir tavır sergilemem gerektiği konusunda benim için pek çok ipucu içeriyor. Yaşanmış durumlardan edinilen tecrübeleri oldukça önemli buluyorum. Bu tecrübeler yetişen bireyler açısından oldukça önemli. Kendileri de böyle durumlarda karşılaştıklarında bu benzer durumları hatırlayıp yanlış bir davranış sergileme ihtimalini düşürüyor. Mesleki gelişim anlamında staj da yine çok önemli bir uygulamaydı. Lisans eğitimim boyunca öğrendiğim, dinlediğim pek çok eğitim içeriğini stajda deneyimleme ve yeni deneyimler kazanma imkânım oldu. Bilgiyi bilmek ve bilgiyi uygulamak oldukça farklı durumlardı ve staj da bu durumu daha net biçimde görebildim. Mesleki gelişim olmuş bitmişlik içerisinde değildir, sürekli devam eden, kendini yenileyen, herkesten öğrenilecek bir şey vardır fikrini içeren uzun soluklu bir süreçtir. Özellikle de bilişim teknolojileri alanı kendini günden güne yenilemekteyken bu yenilik izlenmeli ve ders sürecine katılarak öğrenenlere verilen bilgiler güncel tutulmalıdır. Eğitim felsefeleri, bakış açları, yöntemler, teknikler de değişmektedir. Bu gibi yenilikleri takip ederek mesleki gelişim sürdürülmelidir. Yenilikleri tartışmak ve uygun biçimde kullanmak tekdüzelikten kutlamayı sağlayacaktır. Öğretmenlik Uygulaması dersi sürecinde bu fikirleri fark ettim ve benimsedim. Bu nedenlerden dolayı da etkili bir eğitim süreciydi.

Yukarıda ifade ettiğim tüm düşüncelerimin oluşmasında, olgunlaşmasında, mesleki gelişim anlamında Öğretmenlik Uygulaması sürecinin bana büyük, önemli katkıları olduğunu belirtmek istiyorum. Süreç boyunca bana emeği geçen tüm hocalarıma teşekkürlerimi sunuyorum. Öğretmenlik Uygulaması lisans derslerinin en önemlilerinden, keyifli, deneyimlerle dolu bir dersti.

 

 

21. yüzyılda Öğrenci ve Öğretmen Özellikleri

21. yüzyıl dijital teknolojilerin hızla geliştiği, değiştiği, yayıldığı bir zaman dilimidir. Dijital teknolojiler hayatımızın pek çok alanına yerleşmiş ve vazgeçilmez bir parçası haline gelmiştir. Bireysel çalışmalarda, iş yerlerinde, projelerde, iletişimde, araştırmada, fatura- bankacılık işlemlerinde kullanılan bilgisayarlar, tabletler, akıllı telefonlar, internet yaşamımızda önemli bir yer edinmiştir ve bu dijital teknolojilerin kısa süreli bir eksikliği dahi hemen, büyük ölçüde hissedilmektedir. Bu gelişmelerin yaşandığı ortamda dünyaya gelen ve bu teknoloji ile iç içe büyüyen bir nesil yetişmektedir. Hayatının pek çok aşamasında dijital teknoloji ile işlerini gerçekleştiren bu nesil, kendilerinden önceki nesillere göre elbette farklılıklar gösterecektir. Bu farklılıkların bilişsel, sosyal, kültürel ve eğitim alanında olduğu söylenebilir. Dijital teknolojilerin kullanımına bağlı olarak nüfus ve kültürel yapı farklılaşmış, ekonomik dönüşüm değişmiş, aile biçimleri ve yaşam tarzları da güncellenmiştir. Değişen ve güncellenen bir diğer alan ise “eğitim-öğretim” dolayısı ile öğretmen, öğrenciler, okul yapıları, müfredatlar, sınıf düzenleri olmuştur.

Nesil, tarihte ortak yaş aralığını oluşturan ve ortak (veya benzer) deneyimlere ve bunun yanında gelen ortak düşünce yapılarına sahip demografik insan topluluğudur (Geraci ve Chen, L 2007 S.3) . Tanımdan da ulaşılabileceği gibi bir nesli ortaya koyan iki unsur; ortak deneyimler ve düşünce yapılarıdır.  Dijital teknolojinin yaşandığı bu dönemin bireyleri açısından bakıldığında bu bireylerin ortak yaşantıları dijital ortamlardır. Bu ortamlarda yaşadıkları deneyimler farklılıklar gösterse de gereklilik, sosyal ortamlar vs. nedenleriyle bu ortamlarda bulunmaktadırlar. Ortak düşünce yapıları ise kullandıkları dijital araçlar aracılığı ile kazandıkları bireysel ve sosyal düşünce yapıları olarak ifade edilebilir. Bilgi ve iletişim alanlarında yaşanan hızlı ilerleme, yenilenme nedeniyle alanyazında kuşaklar arasındaki farklılığı içeren “dijital yerliler” ve “dijital göçmenler”  olarak adlandırılan iki grup tanımlanmıştır.  Dijital yerliler, teknoloji ile doğduğu andan itibaren tanışan, günlük yaşamının pek çok alanında teknolojiyi etkili bir biçimde kullanan, teknoloji ile iç içe büyüyen, dijital dili ana dil halinde kullanabilen kuşağı ifade etmektedir. Dijital göçmenler ise teknoloji ile daha sonradan tanışan, hızla ilerleyen teknolojiye ayak uydurmaya çalışan, teknolojiyi hayatına uyarlamaya ve öğrenme süreci içerisinde olan kuşağı ifade etmektedir. Dijital yerliler olarak isimlendirilen bu kuşak bilgiye kolayca ulaşabilmektedirler. Günlük yaşamdaki anlık mesajlaşma, e-posta işlemleri, eğlence, çevrimiçi ortamları keşfetme, kültürel etkileşimler gerçekleştirme için teknolojiyi rahatlıkla kullanabilmekte ve yaşamlarıyla bütünleştirdikleri görülmektedir.

1980 yılından sonra doğan hayatının pek çok noktasında teknolojiyi kullanan ve bu hayatının vazgeçilmez bir parçası olarak kabullenen nesil “Yeni Binyılın Öğrencileri” olarak da isimlendirilmektedir.  Yeni Binyılın Öğrencileri olarak isimlendirilen bu bireyleri tanımlamak için iki temel özellikten bahsedilmektedir. Bu özelliklerden ilki bireyin evinde internet erişiminin sağlanmış olmasıdır. İkinci özellik ise son 5 yıldır ya da daha uzun bir süredir bilgisayar kullanımını gerçekleştirmiş olmaktır. Bu iki özelliğe bakıldığında yaş aralığının belirleyici olmadığı görülmektedir. Önemli olan bireyin teknoloji kullanım durumudur. Bahsedilen bu iki özellik temel dayanak olarak gösterilse de keskin bir çizgi belirtmemektedir. Bilgisayara ve internet gibi dijital teknolojileri yaşamlarında bulunduran daha büyük yaşlardaki bireyler de Yeni Binyılın öğrencilerinin özelliklerini barındırmaktadırlar.

Yeni Binyılın Öğrencilerinin farklı olduğu ve farklı düşündüğü iddiasına tıp alanından bir açıklama ile eklenmektedir. Bu açıklamada Neuroplasticity (Beynin Şekil Alabilirliği)kavramı kullanılmaktadır. Neuroplasticity, beyin sinir hücrelerinin tekrar oluşmasından, yayılmasına ve bir araya gelip şekil almasına kadar bazı nöro-biyolojik süreçleri tarif etmek için kullanılan bir kavramdır (Jones, 2008, s.37-39). Bu kavram özetle, beynin yaşam boyunca şekil alabilirliğini koruduğunu, ölen hücrelerin yenileriyle değiştirildiğini ve farklı yaşantılara göre beynin farklı şekil almasıyla sonuçlandığını ifade etmektedir. Beyin öğrenme deneyimleri sırasında değişmekte, Neuroplasticity özelliği sayesinde kendini farklı koşullara göre şekillendirebilmektedir (Winters, 2004,s.55-56).  Beyin esnekliği ve değişkenliği ile ilgili genel kanının aksine, sadece çocuklarda değil, ilerleyen yaşlardaki yetişkinlerde de öğrenme deneyimleri sırasında yeni beyin hücrelerinin oluştuğu ve şekillendiği belirtilmiştir (Tompkins, 2007,s.18).  Bu açıklamalarda dikkat edilmesi gereken nokta, tekrar edilen davranışların yeni beyin sinir hücrelerinin oluşmasında ve şekillenmesinde büyük etkisinin olmasıdır. Bu nedenle günlük yaşamlarında teknolojiyi entegre eden, dijital teknolojiyle içli dışlı olan; cep telefonu, tablet, bilgisayar, internet gibi araçlarla uzun süreli vakit geçiren, etkileşime giren çocukların beyinlerinin de bu duruma uyum sağladığı düşünülmektedir. Dolayısı ile de beyindeki hücrelerin de şekillenmesi bu etkileşime bağlı olarak farklı yapıların meydana geldiği, farklı beklentilerin oluştuğu farklı düşünme biçimlerini oluşturdukları sanılmaktadır.

21. YÜZYILDA İNSAN BECERİLERİ

21. yüzyıldaki bireylerden sahip olmaları beklenen insan becerileri öğretmen-öğrenci, lider,yönetici gibi ayrı gruplardan beklenen farklı beceriler olarak değil herkes için geçerli olan becerileri ifade etmektedir. Bu dönemde “yaşam boyu öğrenme” biçiminde ifade edilen bir kavram yaşamımıza girmiştir. Bu kavram öğrenmenin sınırlı bir dönemde ve olmuş bitmişlik içerisinde değil sürekli devam eden bir süreci ifade etmektedir. Bu süreçte yenilikler, gelişmeler, yeni yapılandırmalar, bilgileri ilişkilendirmeler vs. yer almaktadır. Dolayısı ile 21 yy bireylerinin yaşam boyu öğrenme süreçlerinde sahip olması gereken insan becerilerinden bahsedilebilir. Bu beceriler Yaratıcılık ve yenilenme becerisi, Eleştirel düşünme ve problem çözme becerisi, iletişim ve işbirliği , bilgi okur-yazarlığı, medya okur-yazarlığı, esneklik ve uyum, girişimcilik ve öz-yönelim, sosyal ve kültürlerarası beceriler, üretkenlik ve sorumluluk, liderliktir .(Bilge,2011)

Yaratıcılık ve Yenilenme Becerisi: 21. Yy da ve diğer dönemlerde olduğu gibi yarartıcılık ve yenilenme her zaman için önemli kavramlardır. Yaratıcılık, yenilenme sayesinde ilerlemeler, sorunlara çözümler, farklı ürünler kaydedilebilir. Hem öğretmenler hem de öğrencilerin sahip olması gereken bu beceri etkili bir eğitim-öğretim süreci için önemlidir. Yalnızca öğretmenin anlattıklarıyla değil bireyin kendi yaratıcılığı ve yenilikçi düşünce yapısıyla süreçte aktif olacağı gibi sürece de olumlu bir etki etmiş olacaktır. Öğretmenin de bu becerilere sahip olması ile süreç daha dinamik bir ortama dönüşecektir. Bu nedenle öğretmen ve öğrencinin birbirini bu becerilere sahip olarak beslemesi tam anlamıyla bir eğitim-öğretim sürecinin meydana gelmesini sağlayacaktır.

Eleştirel Düşünme ve Problem Çözme Becerisi: 21. yy insan becerilerinin sahip olması gereken önemli özelliklerden biridir. Olayları farklı ve eleştirel bir bakış açısıyla yorumlamak hem bireye hem de eleştirilen ürünün geliştirilmesi adına büyük önem taşımaktadır. Yine problemlerin çözümü için bir kurgulama yapma ve bir çözüm yolu izleyerek sonuca ulaşma zamandan tasarruf sağladığı gibi problemlerin büyümesine, karmaşaya dönüşmeden sonlandırılmasını sağlamaktadır.

İletişim ve İşbirliği: Yine 21. Yy bireylerinin sahip olması gereken çok önemli özelliklerden biri. Çağımız iletişim çağı olarak da isimlendirilmektedir. Bu dönemde etkili yazılı, sözlü iletişim büyük önem kazanmıştır. İletişim araçları bu çağda çok ve çeşitlidir; anlık mesajlaşmalar, e-posta, telefon, radyo, televizyon vs. Bu nedenle de kullanılan dil dolayısı iletişim etkili bir biçimde kullanılmalıdır. Günümüzde pek çok alanda ekip çalışmaları görülmektedir. Bu nedenle işbirliğine bireylerin yakın olması ve bu süreci verimli geçirebilecek becerilere sahip olması oldukça önemlidir.

Bilgi ve Medya Okuryazarlığı:  21. yy da dijital teknolojini bireylerin hayatında büyük bir yer edinmiştir. Bu dönemde bilgiye ulaşmak oldukça kolayken bilginin doğru olması, yanlış terimler, sonuçlar bulundurmaması önem kazanmaktadır. Bu nedenle bireyler bilinçli bilgi ve medya okuryazarı olmalı seçici davranmalıdırlar.

Esneklik ve Uyum: 21. yy bireyleri işbirliği gerektiren ekip çalışmalarında bulunması gerektiğinde ya da sosyal yaşamında ve diğer alanlarda bireylerle uyum içerisinde olması gerekmektedir. Minimum problem yaşanması ve maksimum verim alınması için bu önemli bir faktördür. Ayrıca bireyin kendini pek çok alanda yetiştirmiş olması, esnek biçimde pek çok alanda çalışabilmesi de bireyin kendine sağlayacağı en iyi olumlu davranışlardan biridir.

Girişimcilik ve Öz-Yönelim: Bireyin girişimci bir kişiliğe sahip olması ona pek çok alanda kapı aralayacaktır. Bireyin işe başlaması, bir süre bu işi devam ettirmesi ona alanda bir çok deneyim kazandıracaktır. Edindiği bu deneyimler zamanla kendisine yöneleceği alanlar hakkında fikir verecektir. Dolayısı ile çağımızın hızla ilerleyen bu yapısında bireylerin kendi kararlarını hızlı ve doğru bir biçimde vermesi, alanlara yenilikler kazandırması önemli bir durumdur.

Sosyal ve Kültürler arası Beceriler: 21. Yy da sosyal alanlarda farklılık göstermektedir. Çevrimiçi ortamlar, anlık mesajlaşmalar bireye her an her yerde iletişim ortamı sunmaktadır ve sosyalleşme kavramının içeriği de buna bağlı olarak yenilenmektedir. Bireyler çevrimiçi ortamlarda kültürler arası iletişime de geçmekte kıtalararası haberleşme sağlamaktadırlar. Bu durum bireyleri farklı kültürleri tanıma ve farklı kültürlerle iletişim kurma anlamında da geliştirecektir.

Üretkenlik ve Sorumluluk: 21. Yy da üretkenlik yine oldukça önemli bir maddedir. Üretim bilgi, endüstri biçimde oluşturulabilir. Sorumluluk bireyin kendi öğrenmelerini gerçekleştirmesi, verilen görevleri en iyi biçimde yerine getirmesi için sahip olması gereken bir diğer özellik olarak karşımıza çıkmaktadır.

Liderlik: Liderlik pek çok özelliği içinde barındıran ve çok farklı tanımları yapılan bir kavramdır. Liderlik bireyin kendi yaşamını planlaması anlamında da, büyük kitleleri yönetme anlamında da kullanılabilir. Liderler doğru kararlar vermeli ve sorunlara etkili, hızlı çözümler üretebilmelidir

21. YÜZYIL ÖĞRENCİ PROFİLİ VE ÖZELLİKLERİ

Milli Eğitim Bakanlığı tarafından  “MEB 21. Yüzyıl Öğrenci Profili” isimli bir çalışma hazırlanmıştır. Bu çalışmada mevcut öğrenci profilini ortaya koyulurken, aynı zamanda günümüzde olması beklenen öğrenci özellikleri de bu çalışmada yer almıştır. Bu çalışma göre 21. yüzyıl becerileri bilgi, beceri, tutum, değer temel alınarak 4 başlık altında verilmiştir.

1.Düşünme yolları:

  1. Yaratıcılık ve yenilikçi düşünme ve bunlara açık olma
  2. Eleştirel düşünme, problem çözme ve karar verme
  3. Öğrenme stratejilerini kullanma /Öğrenmeyi öğrenme ve üst bilişsel beceriler kendini değerlendirme/

2.Çalışma Yolları:

  1. İletişim becerileri /Türkçeyi doğru kullanma ve bir yabancı dili temel düzeyde kullanma/
  2. Takım çalışması

3.Çalışma Araçları:

  1. Bilgi okur yazarlığı
  2. Bilgi iletişim teknolojileri okur yazarlığı

4.Dünya’ya Entegrasyon:

  1. Yerel ve evrensel vatandaşlık bilinci
  2. Yaşam ve kariyer ile ilgili bilinç ve beceriler
  3. Kültürel farkındalıkları ve yeterlikleri kapsayacak şekilde kişisel ve sosyal sorumluluk bilinci

Bu çalışmada yer verilen 21. yüzyıl öğrenci özellikleri aşağıdaki gibi sunulmaktadır.

21. Yüzyıl Öğrenci Özellikleri

  1. Öğrenciler tasarım yapabilmeli
  2. Sorun çözümü için hayal edebilmeli
  3. Teknoloji kullanabilmeli
  4. Mobil- Öğrenme yeteneği
  5. Bilgiye hızla ulaşabilmeli
  6. Aynı anda birkaç işi yapabilme becerisi kazanmalı
  7. Yüksek seviyede öğrenme yeteneğiyle donanmalı
  8. Grup halinde öğrenebilmeli
  9. “İlgi, yetenek, deneyim ve gerçek dünyaya” duyarlı olmalıdırlar
  10. Farklı okuryazarlık yeteneği (medya, bilgi iletişim teknolojisi)
  11. Kendini değerlendirebilmeli
  12. Temel ahlaki değerlere sahip olmalı
  13. Çok kültürlü ortamda farklılıkları anlayabilmeli, birlikte yaşama becerilerine sahip olmalı
  14. Hoşgörüyü içselleştirebilmeli
  15. Öğreneceklerini belirlemede etkin olmalıdır
  16. Kendilerini etkileyebilecek kararlara aktif katkı sağlayabilmeli; kriterlerin belirlenmesinde etkin olmalı
  17. Sorunları teşhis edebilmeli ve tanımlama yapabilmeli
  18. Ürün ve sürece odaklanabilmeli
  19. Problem temelli öğrenmeyi gerçekleştirebilmeli
  20. Disiplinler arası öğrenebilmeli
  21. Çevresiyle (doğal ve kültürel) uyumlu olabilmeli
  22. Geçmişi anlayabilmeli ve yorumlayabilmeli
  23. Gelecek hakkında düşünmeli, geleceğini belirlemede etkin olmalı
  24. Geniş ölçekli projeler gerçekleştirmeli, rol almalı
  25. Dünyayı bütün olarak kavramalı
  26. Değerlerin farkına varmalı (çevre, hayat)
  27. Etkileşim, iş birliği tartışma becerisi olmalı
  28. Bilgiyi geliştirme ve üretme, aktarma becerisi olmalı
  29. Etkin katılımcı yurttaş bilinci olmalı
  30. Küresel eğilimleri görebilmeli
  31. Riskleri görebilmeli risk alabilmeli
  32. Toplumsal sorunlara duyarlı olmalı
  33. Milli kültürünü tanımalı
  34. Yaratıcı düşünebilmeli 35. Sorgulamalı
  35. Meraklı olmalı
  36. Bilimsel araştırma yapabilmeli
  37. Okuduğunu değerlendirebilmeli
  38. Kendisini düzgün olarak ifade edebilmeli
  39. Öz güveni yüksek bireyler olmalı
  40. Dil becerileri kazanmalı
  41. Düzgün soru sorabilmeli
  42. Bilginin değerini anlamalı
  43. Yorumlayabilmeli
  44. Öğrenmeyi öğrenebilmeli
  45. Bedenini tanımalı ve sağlıklı yaşam becerileri kazanmalı
  46. Spor kültürü kazanmalı
  47. Estetik duygusu ve beğenisi gelişmeli
  48. Spor yapabilmeli
  49. Sanatla (müzik, resim ve benzeri) uğraşmalı

21. Yüzyıl Öğrenci Profili

MEB tarafından gerçekleştirilen “21. yüzyılda ortaöğretimdeki mevcut öğrenci profili nedir ve ne olması beklenmektedir? Şayet beklentiler yönünde mevcut bir öğrenci profili yoksa bunun başarılması için neler yapılmalıdır ve hangi tedbirlere başvurulmalıdır?” sorularına cevap aranan “21.yy Öğrenci Profili” başlıklı bir çalışma gerçekleştirilmiştir. Bu çalışmada 21 yy Öğrenci Profili’ndeki özellikler aşağıdaki gibi listelenmiştir.

  1. Öğrencinin iletişim becerisi olmalıdır. Etkili iletişim kurabilmelidir.
  2. Grup halinde çalışma (işbirliği yapma) becerisine sahip olmalıdır. 3. Problem çözme, sorunlarının üstesinden gelme becerisine sahip olmalıdır.
  3. Öğrenci araştırma yapabilme becerisine sahip olarak yetiştirilmelidir. Bilimsel ve akılcı, araştıran ve sorgulayan olmalıdır.
  4. Bilgiye ulaşabilmeli, bilgiyi yönetebilme becerisine sahip olabilmelidir.
  5. Teknolojiyi etkili ve verimli kullanabilmelidir. Teknoloji kullanımında seçici olmalıdır.
  6. Kendini yenileyebilmelidir.
  7. İnsanlığın ortak değerlerine sahip olmalı ve onlara değer vermelidir.
  8. Öğrenciler, Felsefe eğitimini Felsefe alanında yetişmiş öğretmenlerden almalıdırlar. Bu durum tüm alanlar için geçerlidir.
  9. Demokratik tutuma sahip olmalıdır.
  10. İnsani ve ahlaki değerlere sahip olmalıdır.
  11. Öğrenme sürecini yaşam boyu sürdürmelidir.
  12. Analitik düşünebilmeli ve davranabilmelidir.
  13. Türkçe’ yi iyi kullanabilmelidir.
  14. En az bir sanat dalında kendini yetiştirmelidir.
  15. Hoşgörülü olmalı; farklılıkları zenginlik olarak görmelidir.
  16. Nasıl öğreneceğini bilmelidir. 18. Kendisi ile barışık olmalıdır.
  17. Yurttaşlık bilincine sahip olmalıdır.
  18. Her türlü fanatizmden uzak olmalıdır.
  19. Kendine güvenen birey olmalıdır. Özgüveni olmalıdır.
  20. Sınıf ve okul yönetimi ile ilgili kararlara katılabilmelidir.
  21. Öz disiplini olmalıdır. Kendi davranışlarının sorumluluğunu üstlenebilmelidir.
  22. Öğrenmeye açık olmalıdır.
  23. Farklı açılardan olaylara bakabilmelidir. Çok yönlü düşünebilmelidir.
  24. Fark oluşturabilmelidir. Yaratıcı düşünme becerilerine sahip olabilmelidir.
  25. Kendini yeniden oluşturabilme becerisine sahip olmalıdır.
  26. Dünya barışına katkı sağlayabilmelidir.
  27. Dünya sorunlarına duyarlı olabilmelidir.
  28. Ortak aklı içselleştirmiş dünya vatandaşı olabilmelidir.
  29. Kütüphaneyi etkin bir şekilde kullanabilmelidir.
  30. En az bir sanat dalında kendini yetiştirmelidir.
  31. Vizyonu olmalıdır.
  32. Yabancı dil bilmelidir.
  33. Zamanını etkili yönetebilmelidir.
  34. Verimli ders çalışma tekniklerini bilmelidir.
  35. Arkadaş seçiminde seçici olabilmelidir.
  36. Bilimsel okur-yazar olabilmelidir.

Dijital yerliler olarak isimlendirilen grubun teknoloji kullanım amaçlarına bakıldığında ihtiyaçlarına göre farklı amaçlarda teknolojiyi kullandıkları görülmektedir. Dijital yerliler teknolojiyi 5 bağlamda kullanmaktadırlar. Bu bağlamlar aşağıdaki gibi sıralanabilir.

  • Kişisel ilgi veya eğlence
  • Sosyal iletişim
  • Günlük kullanım (Bilgi depolama veya bilgiye erişim, tren biletlerine bakma gibi…)
  • Profesyonel çalışma
  • Üniversite/ders çalışması

Dijital yerliler içine doğdukları bu teknolojik düzenin, içeriğin de etkisiyle farklı özellikler barındırmaktadırlar. Bu özellikler aşağıdaki gibi sıralanabilir:

  • Bilgiye zaman kaybetmeden, hızla erişmek isterler.
  • Metin içerikli kaynaklar yerine, grafik, görsel, hareket, müzik içerikli kaynakları tercih ederler.
  • Ciddi çalışmalar yerine oyun içerikli çalışmaları tercih ederler.
  • Bilişsel yapıları sıralı değildir, paraleldir.
  • Aynı anda, eş zamanlı birden fazla işi yapmak eğilimindedirler.
  • Keşfederek öğrenmeyi tercih ederler.
  • Genellikle basılı kaynakları kullanmak yerine, dijital kaynakları kullanmayı tercih ederler.
  • Doğrusal olmayan verilerden bilgi edinmeyi tercih ederler.

Günümüz çocuklarının teknolojinin içine doğdukları söylenebilir. Düşünme biçimleri, beyin yapıları, kullandıkları oyuncaklar, araçlar, ilgileri, bilgileri bu kadar farklı olan bireylerin özellikleri de önceki nesillere göre farklılıklar gösterecektir.  Yeni Binyılın Öğrencileri özetle “dijital araçların dilini keşfederek, yaparak, yaşayarak öğrenen, çoklu işlemler yapabilen, dikkat süreleri kısa, zihni sürekli konudan konuya atlayan, iletişimde ve ilişkilerde sabırsız, anında dönüt isteyen, oyun merkezli yaşayan (ve oyun merkezli öğrenen), fantezi dünyası gelişmiş, dijital olarak sosyal çevresi gelişmiş, fiziksel olarak çoğunlukla yalnız, grafik öğeleri metin öğelere tercih eden, dijital araçları kağıda basılı araçlara tercih eden, eğitimden beklentileri yüksek,” olarak belirtilen özellikleriyle betimlemektedir (Pedro, 2006, s.2-14).  Dijital araçların dilini zorlanmadan anlayabilmeleri ve keşfetmeleri 21. Yy bireylerinin yeniliklere açık olduklarının bir göstergesi sayılabilir. Günlük yaşamlarında dijital teknolojiyi yerleştirmiş olmaları pek çok farklı teknolojik araç arasında ilişki kurmalarını ve bu araçları tanımalarını gerektirmektedir.  Örneğin anlık iletişimler için akıllı telefonları kullanırken, grafik tasarım işlemlerini gerçekleştirirken tabletlerini kullanabilirler ve bu araçlar arasında veri aktarımını; gerek doğrudan gerek web üzerindeki veri depolama alanlarını kullanarak, gerek sosyal ağlar üzerinden gerçekleştirebilirler. Bu işlemler dijital yerliler için oldukça basit işlemlerdir. 21. yüzyıl öğrencileri yaparak, yaşayarak öğrenen bireylerdir. Bu dönemde öğretmenin bir rehber niteliği taşıması ve onlara ışık tutması ardından öğrencilerin de istedikleri alanda ilerlemesine yardımcı olacaktır. Örneğin simülasyonlar ile öğrencilere gerçeğe oldukça yakın bir deneyim elde etmiş olacaklardır. Yaparak, yaşayarak öğrenmeler sırasında karışılacakları diğer durumlara yönelik yeni bakış açıları kazanırken daha kalıcı bir öğrenme deneyimi yaşamış olacaklardır. Bu dönemin çocukları çoklu işlemleri aynı anda, peş peşe yapabilecek niteliktedirler. Müzik dinlerken diğer bir yandan bir metni okuyabilirler. Hemen arkasından bir bilgisayar oyunu oynayıp tekrar başka bir işe yönelebilirler. Bu durum onların bu işlemleri sıklıkla yapmaları nedeniyle olağan bir durum içerisindedir.

Dikkat süreleri kısadır. Çünkü bir işle ilgilenirken başka bir işi düşünüp ona yönelmek eğilimindedirler. Bu nedenle ilgilerini canlı tutmak ve dikkatlerini ilgili sürece yönlendirmek için çoklu ortamlar öğrencilere sunulmalıdır. Eğitim-öğretim ortamları da buna göre düzenlenmelidir. Günümüzde yalnızca kara tahta kullanımı yeterli gelmemektedir. Metinden çok görsel araçlara ilgi gösteren bu bireyler için öğretmen de bu materyalleri hazırlayabilecek becerilere sahip olmalıdır. Materyalleri hazırlayacak gerekli araçları bilmeli ve bu araçları da etkili bir biçimde kullanabilmelidir. Ardından sunum ortamında öğrencilere bilgiyi aktarırken etkili bir iletişim ortamını da beraberinde sunmalıdır.  Öğrenciler etkileşim içerisinde, daha sosyal ve farklı araçlar kullanılarak eğitim öğretim ortamı öğretmen tarafından zenginleştirilmedir. Bu noktada bilişsel yükün artırılmamasına özen gösterilmelidir. Öğrenciye bilgi kalıcı ve etkili bir biçimde ulaştırılmalıdır.

Öğrenciler iletişimde ve ilişkilerde sabırsızdırlar. Bunun nedenlerinden biri olarak istedikleri bilgiye çok kısa bir sürede hemen ulaşabilmeleri gösterilebilir. Bu nedenle diğer insanlarla olan ilişkilerinde hemen sonuca varma, anında beklentilerinin karşılanmasını isteyebilirler. Bu sabırsızlık , her şeyin çok hızlı yaşanmasına bağlı olabilir. Gönderilen bir mesajın saniyeler içerisinde karşıya ulaşması ve aynı hızda dönüt alması teknolojinin hayatının her alanında bulunması bu hızı diğer alanlara da genellemeye ortam hazırlamış olabilir. Bu nedenle de eğitim ortamlarında anında dönüt, düzeltmeye önem verilmelidir. Bilgi tam, doğru zamanda öğrencilere ulaştırılmalı, süreçteki ilerleyiş öğrencilere bildirilmeli ve bu sabırsızlık durumu süreçle entegre edilerek bir uyum sağlanmalıdır.

Günümüzde çok fazla oyun ortamları ve oyun çeşitleri bulunmaktadır. Böyle bir ortamda büyüyen bireylerinde öğrenmelerini de oyun tabanlı tasarlanmış ortamlarda  gerçekleştirmek istemeleri olağan karşılanabilir. Daha eğlenceli, zevkli, aşamalı, kendilerinin aktif olduğu bu ortamlar bu dönemin bireyleri açısından beğenilen ortamlardır. Eğitim- öğretim sürecinde de kullanılacak materyallerle bu ortam sağlanabilir. Yine bu nokta da öğretmen öğrencilerini oldukça iyi tanımalı ve onlara hitap edecek seçebilmelidir. Onların gelişim düzeylerine uygun, çok yönlü gelişmelerine yardımcı olacak materyallerle öğrencilerine farklı bir öğrenme ortamı sunarken dönemimizin materyalleriyle güncel içerikler hazırlayabilir.

21. Yüzyılda Öğretmen Özellikleri

Milli Eğitim Bakanlığı Eğitimi Araştırma ve Geliştirme Dairesi’nin 1999 yılında, “Çağdaş Öğretmen Profili” adlı çalışmasında Çağdaş Öğretmen;

  • Günümüz eğitim ihtiyaçlarına cevap verebilecek 21. yüzyılın bilgi teknolojisi toplumunda öğrencileri geleceğe hazırlayabilecek yeterlilikte,
  • Kendi konu alanına hâkim,
  • Öğrenciyi tanıma becerisine sahip,
  • Ders etkinliklerini planlayabilen,
  • Öğreteceği konunun özelliğine göre öğretim yöntem ve tekniklerini kullanabilen,
  • Öğrenciler ile sağlıklı iletişim kurabilen, öğrenme ortamını öğrencilerin ve konuların özelliklerine uygun hale getirebilen, öğrencilerin derse aktif katılımını sağlayabilen,
  • Mesleki gelişmede çağdaş öğretmen sorumluluklarını ve özlük haklarını, mesleği ile ilgili kanun, yönetmelik ve tüzükleri, bilgi toplumu içindeki yerini ve önemini bilen kişiler olarak tanımlanmaktadır. Çağdaş öğretmen ayrıca;
  • Sosyal ve çevresel boyutla ilgili olarak sosyal, kültürel ve sportif etkinliklerin hazırlanmasında etkin rol almalı, okul ve diğer kurumlar arasında koordinasyonu sağlamalı ve eğitim sistemindeki aksaklıkları belirleyerek çözüm yolları önerebilmelidir.
  • Çağdaş öğretmen giyim kuşamına dikkat etmeli, yeni fikirler üretebilmeli ön yargılı olmamalı, kendini sürekli geliştirmeli, mesleğini ve çocukları sevmelidir.
  • yüzyılın çağdaş öğretmeni demokratik değerlere ve insan haklarına saygılı olmalıdır (499-500).

Araştırmadan elde edilen bulgulara göre öğretmenler genelde kendilerini; konu alanına hakim olma, öğrenci gelişimi, öğretimi planlama, öğretim stratejileri, bilimsel işlem becerileri, sınıf yönetimi ve sınıf içi etkinlikler ,mesleki gelişim, sosyal çevresel boyut ve kişisel özellikler bakımından çok yeterli bulmaktadırlar (MEB: 1999.516).

Öğretmenler bir toplumun gelecekteki insan profilinin oluşmasında etkili faktörlerden biridir. Yetiştirdikleri öğrenciler öğretmenlerinden aldıkları temel bir takım davranış ve bilgilerle de yaşamlarının bir kısmını şekillendirmektedirler. Bu nedenle de öğretmenler gerek davranışlarıyla gerek verdiği eğitim içeriğiyle öğrencileri tam donanımlı bir biçimde yetiştirmelidir. Günün, çağın gerekliliklerine göre süreci planlayabilmeli, güncel içerik sunabilmelidirler. Öğretmenler, gelişim ve değişime açık olmalıdırlar. (Kıncal, 2004; Sisman, 2006; Çelikkaya, 2009).  Açık olmalıdırlar ki yeni teknolojileri, kuramları, etkinlikleri deneyebilsinler ve farklılığın getirdiği güzel deneyimleri yaşayabilsinler. Teknolojinin hızla ilerlediği bu dönemde öğretmenlerin kendi eğitim zamanlarındaki araçlarla eğitim-öğretim sürecini planlamaları bu çağın çocuklarına yeterli gelmeyecek, dikkatlerini çekmeyecektir. Bu dönemin çocukları gün içerisinde sıradan işler için dahi çoklu ortam araçlarıyla karşılaşırken ders sürecinde yalnızca tahta kullanımı, sıradan bir ders sunumu onları derste tutmaya yetmeyecektir. Bu nedenle 21. Yy öğretmenleri bu durumun bilincinde olmalı ve bu çağın çocuklarının özelliklerine göre kendini yenileyebilmeli, geliştirmeli, güncel tutabilmelidir.

Öğretmenlerin girişimcilik, eleştirel düşünme ve araştırma-sorgulama becerilerine sahip olmaları gerekir(Arslan ve Özpınar,2008). Öğretmenler öğrencilerine rol model, rehber niteliğindedir. Bu nedenle girişimci kişiliğini ortaya koyması öğrencilerine de yansıyacaktır. Öğretmenin farklı disiplinler ile işbirliği içerisinde olması, bu disiplinleri ilişkilendirmesi, sorgulaması araştırması, eleştirel yaklaşması öğrencilerde de  ilgilerine bağlı olarak aynı eğilimi gösterme yönüyle ortam hazırlayabilir. Öğretmenin geziler düzenlemesi öğrenciler için farklı bir bakış açısı edinmelerine yardımcı olabilir. Örneğin uzay, gök cisimleriyle ilgili öğrencileriyle birlikte katılacağı seminer, müze, gözlem evleri gibi ortamlar onlara farklı alanları tanıma imkânı sunacak ve bir kıvılcım oluşturabilecektir. Öğretmenin öğrencileri ile bir projeye katılması onları proje için yüreklendirmesi, girişimleri için bağlantılar kurması öğretmenin u becerilere sahip olması ile kolaylaşacaktır.

Öğretmenlerin günümüz toplumunun ihtiyaçları doğrultusunda; araştıran, sorgulayan, problem çözebilen, kritik düşünebilen, öğrenmeyi öğrenen, bilgiyi üretebilen, yaratıcı, esnek, teknolojiden faydalanabilen, düşündüklerini kolayca ifade edebilen öğretmen yeterliklerine sahip olması gerekmektedir.

Yenileşen ve gelişen eğitim ortamlarında kullanılan araç-gereçler de değiştiği gibi benimsenen eğitim felsefelerin de de değişimler yaşanmaktadır. Artık bireyi merkeze alan, kendi öğrenmesini kendisi gerçekleştirmesi beklenen, yalnızca sonuç, ürün değil bireyin öğrenme sürecinin de önemsendiği, bilgiyi bireyin kendisi yapılandırdığı fikirlerinin kabul gördüğü bir felsefeye doğru ilerlemekteyiz. Bu felsefeler eğitim-öğretim sürecinin planlanmasında yenilenen müfredatlar ile yer almaya başlamıştır. Yapılandırmacılık adı verilen felsefenin öğretmen tarafından oldukça iyi anlaşılması ve öğrencilerine bu felsefeyi destekler nitelikte içerik sunması oldukça önemlidir.

Brooks ve Brooks (1993, Akt: Karakaya,2001:113-114), yapılandırmacı öğretmen rollerini şu şekilde sıralamaktadırlar:

  • Öğrenci özerkliğini (otonomisini) kabul eder ve destekler.
  • Organize ile birlikte, ilk kaynakları, fiziksel materyalleri ve özellikle etkileşimi kullanır.
  • Çalışmaları şekillendirmede yapılandırmacı terminolojiyi kullanır.
  • Öğrencilerin dersleri yürütmelerine ve stratejileri değiştirmelerine izin verir.
  • Kavramları öğrencilerle paylaşmadan önce, öğrenci anlayışları üzerinde araştırma yapar.
  • Öğrencilerin öğretmen ile işbirliği ve diyalog içinde olmalarını teşvik eder.
  • Açık sorular sorarak öğrencilerin düşüncelerini derinleştirir.
  • Sorunları ortaya koyduktan sonra bekleme süresi verir.

21.yüzyılda öğretmen öğrencinin bir birey olduğunu, bağımsız olduğunu ve diğer bireylerden farklılık göstereceğini fark etmelidir. Buna bağlı olarak da eğitim-öğretim sürecini bireysel farklılıkları göz önüne alarak tasarlamalıdır. Öğrencilerin öğrenme biçimleri, pekiştirme süreçleri, ilgileri, eğilimleri farklılık göstermektedir. Bu nedenle de ne kadar çok farklı materyal ile süreci zenginleştirirse daha çok öğrenciye ilgilerine göre öğrenme ortamları sunmuş olacaktır. Öğrenciye kendi öğrenme ortamını hazırlamak için de imkânlar sunulmalıdır. Yalnızca sınıf ortamları, okul öğrenme ortamı olarak görülmemeli yaşamın her noktası çeşitli öğrenmelerin gerçekleştirilebileceği ortamlar olarak öğrencilere fark ettirilmeli ve öğretmen öğrenciye rehberlik etmelidir.

21.yüzyılda öğretmen iyi bir planlama becerisine de sahip olmalıdır. Olayları ve süreci iyi organize ederek maksimum verim için gerekli düzenlemeleri yapabilmelidir. Hayatın her alanında ve döneminde planlama yapmak, işleri sıraya koymak kolaylaştırıcı bir faktör olabilir. Ders sürecini yöneten ve dijital yerlilerin öğrenci olduğu bu dönemde öğretmen kullanacağı materyalleri sürece entegre ederek ve öğrencileri ders sürecine aktif bir biçimde katarak ortamı güçlendirmelidir. Dijital yerliler teknoloji kullanımında kendileri aktif durumdadırlar. Öğrenme ortamlarında da bu aktiflik alışkanlıklarına bağlı olarak sürdürülmelidir. Gerek projelerle gerek sınıf ortamlarında öğrenci dinamik tutulmalıdır. Onlara süreçte yer aldıkları, değerli oldukları öğretmen tarafından hissettirilmelidir.

21.yüzyıl öğretmeni sınırları keskin çizilmiş öğrenme görevleri yerine kendi ilgileri ile çeşitlendirebileceği, araştırma yapabileceği, gizil güçlerini ortaya koyabileceği öğrenme görevleri vermelidir. Öğrenciler öğrenmelerini kendileri şekillendirebilmelidir. Bu nedenle öğretmen öğrencilerden gerçekleştirmelerini beklediği davranışları, öğrenmeleri bireysel farklılıkları da göz önünde bulundurarak bir öğrenme görevi çeşitliliği sunmalıdır.

Öğretmen öğrencilere sıradan yalnızca kendisinin konuştuğu, peş peşe bilgilerin görevlerin verildiği sıkıcı bir öğrenme ortamı sunmamalıdır. Bunun yerine öğrencilerle birlikte alınan kararların uygulandığı, süreci hazırlamada ve yönetmede onların da etkili olduğu esnek, çeşitli, farklı bir öğrenme ortamı sunmalıdır. Öğrencilerden gelen öneriler ile süreç daha zevkli ve verimli bir hal alabilir.  Öğrenciler süreçte sıkılmamalı, bunalmamalı, bıkkınlık hissetmemelidirler. Eğer birey öğrenmeye kapanırsa o öğrenciye bir şey öğretmek güçtür. Bu nedenle öğretmen öğrencilerini tanıyarak, onların fikirlerini ilgilerini göz önüne alarak, ders sürecini birlikte planlamak için onlara imkân sunmalıdır ve ortak kararlar alınmalıdır.

Öğretmen öğrencilere sunacağı kavramlarda, onların anlayışlarına göre bir düzenleme yaparak mesajı ulaştırmalıdır. Çağımızda değişen pek çok şey gibi anlayışlarda değişmektedir. Bu anlayışlar döneme göre farklılık gösterirken yaş grubuna göre de değişiklik göstermektedir. Bu nedenle sunulacak kavramlardan önce bireylerin anlayışları hakkında bir araştırma yapmak faydalı olacaktır.

Öğretme-öğrenme süreçlerinde etkileşim oldukça önemlidir. Etkileşim beraberinde iletişimi de getirmektedir. Öğretmen öğrencileri ile arasında etkili bir iletişim ortamı hazırlamalıdır. Rehber niteliğindeki öğretmen onlara yol gösterirken doğru bir dil ile onları düşünmeye, araştırmaya, gelişmeye sevk etmelidir. Öğretmen öğrencileri ile işbirliği içerisinde olmalı, süreci yöneten olarak yer aldığı gibi onları diğer arkadaşları ile de işbirliği, iletişim içerisinde olmaya yönlendirmelidir. Ekip ruhunun arandığı günümüzde öğretmenin bu becerilere sahip olup öğrencilerin de bu becerilere sahip olması için imkânlar sunmalıdır.

Öğretmen öğrencilerine herkesin fikirlerini özgürce sunabileceği, herkesin az çok fikrinin olabileceği, tek bir yanıtı olmayan sorular yöneltmelidir. Onlara hayal dünyalarını geliştirebilecek, özgün fikirler ortaya çıkarabilecek açık uçlu sorular yöneltmelidir. Her öğrencinin söylediği farklı bir fikirle diğer öğrenciler için de farklı bir pencere açılacaktır.

Öğrencilerin gelişim düzeylerine göre sorular hazırlanmalıdır. Onlara göre yapılması güç ya da kolay görevler vermek beklenilen verimi almaya engel olabilir. Onların düzeylerine göre verilen problemden sonra öğrencilerden sorunların çözümü için düşünmeleri, çözüm üretmeleri, değerlendirmeleri için süre verilmelidir. Daha sonra çözüm önerileri alınmalı ve eleştirel bir ortam hazırlanarak çözümler tartışılmalıdır.

Genel olarak 21. Yüzyıl öğrencisine bakıldığında önceki nesillerden farklı özellikler gösterdiği görülmektedir. İlgiler, bilgiler, kullanılan araç-gereçler, bilgiye ulaşma ve bilgi oluşturma şekilleri farklılık göstermektedir. Farklılaşan bu nesilde eskiye sıkı sıkıya bağlı kalmak elbette tercih edilen olmamalıdır. Öğrenciler öğrenme sürecinde bireysel farklılıkları, değişen gelişen teknoloji göz önüne alınarak sürece dâhil edilmelidirler. Geleceğe hazırlanmalarında geçen bu yıllar oldukça önemlidir ve boş geçilecek, değersiz görülecek vakit yoktur. Bu noktada da 21. Yüzyılın dijital çocuklarının öğretmenlerine büyük görevler düşmektedir. Öğrenciler gibi öğretmenlerde değişmektedirler ve değişmelidirler. Bu süreç tek taraflı yürütülecek bir süreç değildir. Yalnızca bir tarafın ilerleme kaydetmesi yeterli olmayacaktır. Her iki tarafın da birbirini beslemesi gerekmektedir. Öğretmen öğrencilerini tanımalı ve onlara kulak vermelidir. Öğretimi onlarla planlamalı ve onlara en iyi öğrenme ortamını sunmalıdır. Öğretmen farklı materyallerle süreci destekleme, zenginleştirmelidir. Günden güne değişen bir dünyada aynı şeyleri tekrar etmek ilerlemede engel oluşturabilir. Öğretmen öğretimi yönetmelidir anacak bu noktada öğrencileri ile olan ilişkisi, iletişimi, işbirliği göz ardı edilmemledir. Öğrencilerin başarıları ölçerken, değerlendirme yaparken yalnızca sonuca bağlı kalmamalı, sürece, yaşantılarına da önem vermelidir. Öğretmen öğrencilerine rehber olmalı ve onlara farklı alanları tanıtmalıdır, yol gösterici olmalıdır. Özel gereksinime ihtiyacı olan bireylerin de bireysel farklılıklarını göz önünde bulundurmalıdır. Onların gelişim düzeylerine göre onlara özel materyaller sunmalıdır. Her birey değerlidir. Öğretmenlik yalnızca çocuklara eğitim veren bir meslek grubu değildir. Yetişkinlerin öğretmenleri olunduğunda da söylenilen tüm bu özellikler, uygulamalar geçerlidir.  Ders yalnızca sınıf ortamında kalmamalı ders dışı etkinliklere de yer verilmelidir. Öğretmen her zaman kendini geliştiren bir hal içerisinde bulunmalıdır. Güncellik ve doğru bilgi çağımızın önemli gerekliliklerinden biridir. Dolayısı ile öğretmen her zaman gelişmeye ve geliştirmeye, yeniliklere açık olmalıdır.  Öğretmen okul çapında gelişmeye de destek olmalıdır. Okulla çevre bir bütündür ve bu bütünlüğün öğretmenler, öğrenciler ile sağlanması gerekir.

Çağımızda teknolojinin önemli bir yerinin olması nedeniyle de ders süreçlerine teknoloji entegrasyonunun sağlanması gerekir. Öğrencilere çoklu ortam nesneler sunularak onlara alışageldikleri araçlar ile bir eğitim ortamı sunulmalıdır. Bu anlamda öğretmen, öğrenci, okul ve daha büyük çapta işbirliği sağlanmalı ve öğrencilere hitap edecek öğrenme ortamları hazırlanmalıdır.

Öğretmen öğrenci işbirliği her zaman önemlidir. 21. Yüzyılda da bu birliktelik yeniliklerle, gelişmelerle güçlü yarınlara ulaştırılmalıdır. Daha ileriye, en iyiye…

Hatice GÜLGÜN

 

Kaynakça

Waycott, J., Bennett, S., Kennedy, G., Dalgarno, B., & Gray, K. (2010). Digital divides? Student and staff perceptions of information and communication Technologies. Computers & Education, 54, 1202-1211.

EARGED (2011). MEB 21. Yüzyıl Öğrenci Profili. Ankara: MEB.

İlhan, A. Ç. (2004). 21. yüzyılda öğretmen yeterlikleri. Bilim ve Aklın Aydınlığında Eğitim Dergisi58

EARGED (t.y.). Çağdaş Öğretmen Profili. [Çevrimiçi: http://otmg.meb.gov.tr/…/EARGED%20%C3%87a%C4%9Fda%C5%9F%20%C3%96%C4%9Fretmen%20Profili.doc, Erişim Tarihi : 14.04.2015.]

Prensky, M. (2001). On the Horizon. NCB University Press, Cilt 9, Sayı 5

 

Staj Sürecimdeki Destek

Okul Deneyimi dersi kapsamında bir süredir okullarda stajyer olarak yer almaktayız. Sürecin bir bölümünde gözlem yaparken bir bölümünde de dersin içeriğini veren, sınıf yönetimini gerçekleştiren, öğrencilerle etkileşimli bir ders süreci yürütmeye özen gösteren bir stajyer öğretmen olarak yer aldım. Geçirdiğim bu süreçler öğretmenlik hayatının bir provası niteliğinde olduğu için büyük öneme sahip. Teorik olarak alınan derslerin uygulamada nasıl kullanıldığı ve uygulama sırasında karşılaşılan, bir yönüyle örnek olaylara karşı nasıl davranışlar ortaya koyacağımızı görmek ve öğrenmek adına oldukça önemli bulduğum bir süreç. Daha önce yaşamadığım bir süreç olduğu için bu dönemde alınan destek de sürecin etkili ve verimli geçmesi adına çok mühimdi. Bu süreçte gerek ders sorumlusu, gerek asistan hocalarımız, gerek staj hocamız desteklerini bizlere esirgemeden sundular.

Okul Deneyimi dersinin bir profesör olan ve bu staj dönemine özen gösteren Prof.Dr. Buket Akkoyunlu tarafından verilmesi de sürecin etkili bir biçimde ilerlemesinde önemli bir faktördü. Prof.Dr. Buket Akkoyunlu  ‘ nun staj gibi öğretmenliğe geçiş sürecinin yürütülmesini üstlenmesi ve bu konuya da gerekli özeni göstermesi bu dönemin minimum sorun, maksimum verim ile geçirilmesine yardımcı oldu. Süreçte neler yapacağımızı, sürecin nasıl ilerleyeceğini, bizlerden neler beklendiği ve nasıl bir duruş sergilememiz gerektiği ders sürecinin başında gerçekleştirilen konuşmada belirtildi. Okul Deneyimi dersinin teorik olan kısmında staja gittiğimiz okullarda ya da genel olarak staj sürecinde bir sorun olup olmadığı her derste sorulmaktaydı. Eğer bir sorun varsa bu ders ortamında paylaşıldı ve buna benzer bir sorun ile karşılaşıldığında nasıl bir davranış sergileyeceğimiz konusunda bilgilendirildi. Ayrıca staj sırasında görevlerimizin neler olduğu net olarak söylendi ve isteğe bağlı olarak gözlem sürecinde yalnızca gözlemci olarak değil dersin konu anlatımında bulunabileceğimiz de belirtildi. Yine dersin teorik olarak yürütülen nölümünde ders sürecinde bizlerden önce staj yapan arkadaşlarımızın yaşadıklarının da ders sorumlusu tarafından anlatılması süreçte karşılaşabileceğimiz olaylar ve sorunlara nasıl çözüm bulacağımız hakkında fikir verdi. Bu nedenle de dersin teorik kısmını önemli bulmaktayım. Pek çok farklı kişinin yaşadığı deneyimleri bir grup insanla paylaşması ve deneyimli bir profesör hocanın ders sürecinde bulunarak olaylara kendi bakış açısını yansıtması süreçte faydalı noktalardan birisi oldu. Ders sürecinin oldukça iyi bir şekilde planlanması; hangi hafta ne yapılacak, ders planları ne kadar süre öncesinden hocalara gönderilecek ve geri bildirimler nasıl alınacak, yansıtıcı günlükler nasıl oluşturulacak vs. düzene konulmuş biçimde bizlere açıklandı. Bu nedenle sürece büyük değer katan sayın olan Prof.Dr. Buket Akkoyunlu  Hocam’a teşekkürlerimi sunuyorum.

Sürecin yürütülmesinde destek olan hocamızın olması da iyi bir durumdu. Böylece iletişime geçebileceğimiz ders sorumlusu dışında iki farklı hocamız daha bulunuyordu. Sürece dair sorularımı ve uygulamada kullanacağım materyaller konusunda destek oldular. Okullarda ders sürecinin yürütülmesinde bize yardımcı olacak ders planlarının doğru bir biçimde hazırlanmasında bizlere kısa zamanda verdikleri dönütlerle yaptığımız düzeltmeler hatasız bir materyal ortaya çıkartmamda büyük katkı sağladı. Böylece nerelerde yanlış, eksik, kopuk vs. bir hazırlanma yaptığımı görme imkanı buldum. Ayrıca staj günlerinin belirlenmesinde en uygun günlerin her öğrenci için en iyi olacak şekilde seçilmesi de sürece olumlu yansıyan noktalardan biriydi. Grup çalışmalarının ve dersin teorik kısmında yapılacak uygulamaların hızlı ve sorunsuz bir şekilde düzenlenmesi de yine olumlu noktalardan biriydi. Bu nedenle süreçte bana desteğiniz esirgemeyen Arş. Gör. Esra TELLİ  ve  Arş. Gör. Nihal Menzi Çetin ‘ e teşekkürlerimi sunuyorum.

Okul Deneyimi kapsamında uygulamaya gittiğim Balgat Aliye Yahşi Kız Teknik Ve Meslek Lisesi’ndeki uygulama öğretmeniminde bu dönemde bana katkısı büyüktü. Sınıf ortamında öğrencileriyle olan iletişimi, ders anlatışı, ders içeriği, ders içeriğini uygulama biçimi, biz stajyerler olan desteği ve iletişimi ile her haliyle örnek alanına hâkim bir öğretmendi. Sorduğumuz her soruya kapsamlı ve ılımlı bir biçimde yaklaşması ve cevaplandırması, yardımcı olması sürecin etkili bir biçimde yürümesinde etkili faktörlerdendi. Süreçte neler yapabileceğimiz, etkinliklerimiz, nasıl yüksek verim alabileceğimiz noktalarında bize büyük yardımı oldu. Gerek gözlem yaptığımız gerekse uygulama yaptığımız zamanlarda hangi noktalara dikkat etmem gerektiğin belirtmesi benim daha iyi olmam adına etkili oldu. Yine ders planı hazırlama ve ders sürecinin yürütülmesinde nasıl davranmam gerektiği hakkında bilgilendirmeleri de oldukça faydalı oldu. Bu nedenle de Bilişim Teknolojileri Öğretmeni Özgür Kılıçlı’ ya teşekkürlerimi sunuyorum.

Hacettepe Üniversitesi Eğitim Fakülte’nde öğrencilere yönelik yapılan toplantılarda mutlaka bizler için önemli kararlar alınmıştır. Bu nedenle bizleri düşünün diğer hocalarımıza da teşekkür etmek istiyorum. Ayrıca bir öneride de bulunmak istiyorum; staja dair fakültemiz tarafından bir seminer düzenlenmesi faydalı olabilirdi diye düşünüyorum. Bizden önce staj yapan ve deneyimlerini bizlerle paylaşan, bu heyecanı bizlere yansıtan bir misafir konuşmacı sürece başlangıçta etkili bir diğer faktör olabilirdi.

Ayrıca ders sürecinde etkinlik formlarının ve yansıtıcı günlükler oluşturulması bu süreçte çok beğendiğim ve anlamlı bulduğum noktalardandı. Stajda neler yaptığımızı ve yaşadıklarımızı yazıya dökmek yaşadıklarımızı gözden geçirmeye dolayısı ile yaşantılarımızı, deneyimlerimizi not almak adına faydalı bulduğum bir uygulamaydı.

Staj öğretmenlik mesleği için çok önemli bir dönem. Tam anlamıyla geçiş dönemi. Artık öğrenilenlerin uygulanmaya, gerçek durumlarla karşılaşıldığında doğru davranışların ve iyi bir öğretmen özelliklerinin ortaya konulmasının provası. Bu nedenle de süreçte alınan destek oldukça önemli. Bu süreçte bana faydası olan tüm hocalarıma sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum.

 

Hatice GÜLGÜN

Hacettepe Üniversitesi, Eğitim Fakültesi

Bilgisayar Ve Öğretim Teknolojileri Eğitimi

06800, Beytepe

İyi Öğretmen Nasıl Olmalıdır?

İyi bir öğretmen, her şeyden önce yaptığı işi ve insanlarla ilgilenmeyi sevmelidir. İşini severek yapan insanlar bu işi yapmaktan keyif aldıkları için hem kendileri mutlu olurlar hem de çevresindeki insanlara mutluluk dağıtırlar. Karşılaştıkları problemlerde hemen pes etmez çözüm yolu arayışına girip daha iyisini yapmak için çaba sarf ederler. İşlerinde daha iyi olmak için sürekli araştırma ve kendilerini geliştirme gayreti içerisindedirler. Bugün kullandığı materyallerin yarın çok daha iyisini geliştirerek sunarlar. Eğitim gibi sürekli ve önemli bir iş için bu nedenlerden dolayı öğretmenin yaptığı işi kesinlikle sevmesi gerekir. Sevsin ki derslerini zevkle işlesin, araştırsın, sunsun, sevdirsin, daha iyisini yapsın… Öğrencilerin derse dair sorularını bıkmadan, sıkılmadan, sıkmadan,  çekinmelerine gerek kalmadan cevap verebilsin. Bu durum öğrencileri de olumlu etkileyeceklerdir. Sevdikleri öğretmenden motive edecek ufak bir söz için dahi başarılı olmaya gayret edeceklerdir. Sevdikleri öğretmen ve belki öğretmenleri sayesinde sevdikleri derste başarı ardından gelecektir. Bu durumun aksi gerçekleşirse; hem öğretmen hem de öğrenciler çekilmez bir eğitim sürecine gireceklerdir.

Öğretmenler bireylerin gelişimine büyük etkileri olduğu için insanları seven kişiler olmalıdırlar. Hasta, üzgün, aç, yaramaz, sessiz bir öğrencinin halinden anlayabilmeli ve gerektiğinde ona yardımcı olabilmelidir. Öğrencilerinin yaşına göre hitap edebilmeli, onların sevdiği öğrenme malzemelerini de eğitim-öğretim sürecine katarak dersleri öğrencinin zevk alabildiği ve aktif olabildiği bir ortama dönüştürebilmelidir. Öğretme işinden mutluluk duyabilmeli, öğrenmenin tüm öğrencileri tarafından gerçekleşmesini sağlamak için onları tanımalıdır. Öğrencileri ile işbirliği içinde olmalıdır. Onlara toplumsal olaylara karşı duyarlı olmayı, sorumluluk duygusunu kazanmayı, iyi bir insan olmanın özelliklerini onlarla paylaşmalıdır. Zaman zaman öğrencilerinin gözünden bakabilmeli, olayları bir de onların gözünden değerlendirebilmelidir. Öğrencilerine önyargısız yaklaşmalı ve onları tanımaya çalışmalıdır. Önyargılı yaklaşmak bazen kırılması zor duvarlara dönüşebilir. Öğrencilerinin başarılı olabileceklerine onları inandırmalı ve yüreklendirmelidir. Her şeyin yalnızca notlardan ve sınavlardan oluşmadığını, bunların yanında doğruluğun ve dürüstlüğün önemine vurgu yapmalıdır. Öğrencilerinin kendilerini rahatça ifade edebilmelerine imkân vermelidir. Yanlış ifadeleri olsa da bunları olgunlukla karşılamalı ve birlikte düzeltmelidirler. Bu nedenlerden dolayı öğretmen insan ilişkilerinde başarılı, ılımlı, anlayışlı bireyler olmalıdırlar.

İyi bir öğretmen alanına hâkim olmalıdır. Vazifelerinden biri olan derslerini anlatırken pek çok kaynaktan beslenmiş, öğrenme sürecini çeşitli kaynaklarla zenginleştirmiş ve bilgilerini güncellemiş olmalıdır. Öğretmenin amacı yalnızca dersi anlatmak olmamalıdır, dersin anlaşılmasını sağlamak da öğretmenin bir parçası olarak benimsenmelidir. Anlatılmak isteneni öğrencileri sıkmadan az, öz, etkili, yeterince kapsamlı bir biçimde sunmalıdır. Ders içeriğinin etkili bir biçimde verilmesi ve öğrenilmesi için önemli noktalardan biridir.

İyi bir öğretmen sabırlı ve adil olmalıdır. Öğrenciler zaman zaman yaramaz, söz dinlemez, sorumsuz olabilirler. Bu noktada öğretmen sert bir tavır sergilememelidir. Sorunların çözümü için öğrencileri ile iletişim içerisinde olmalı ve sorunları çözmelidirler. Aynı zamanda adil olmalıdır. Bir öğrencisine diğerinden ne daha iyi ne daha kötü bir muamelede bulunmamalıdır. Öğrenciler birbirlerinde elbette farklıdırlar ve farklı özelliklere sahiptirler. Kimisi daha zeki ve çalışkan, kimi diğerine göre daha geç kavrayan yapıda olabilir. Yine de adil olma özelliğini sergileyebilmelidir. Bu durum sınıf düzeninde, sınavlarda,  ödüllendirmelerde de korunabilmelidir. Sınıf düzenini de öğrencileriyle birlikte sağlayabilmelidir iyi bir öğretmen. Sınıfta kuralları oluştururken kendi fikirleriyle öğrencilerinin fikirlerini sentezleyip ortak bir seçenekle herkesin süreçte kurallara kendi istekleriyle uymalarına ortam hazırlamalıdır.

İyi bir öğretmen veliler ile diyalog halinde olmalıdır. Eğitim öğretim sürecinde ailenin desteği ve ilgisi büyük önem kazanmaktadır. Her iki tarafında öğrenciyi desteklemesi öğrencinin bu süreçte doğru çizgide ilerlemesine yardımcı olacaktır.

İyi bir öğretmen idealist olmalı ve yetiştirdiği öğrencilerin ilerideki yaşantılarında, kendinin öğrencilerine verdiklerinden nasıl etkileneceklerini tahmin edebilmelidir. Böylece geleceği etkilediği bir durum için daha özverili çalışacak ve onları en iyi biçimde hayat hazırlamak için onlara yol gösterecek, onların gelişimlerine yardımcı olacaktır.

Öğretmen bir rol model olduğunu unutmamalıdır. Bu nedenle yaptığı tüm davranışlarına bir kere daha özen göstermeli, daha dikkatli davranmalıdır. Davranışlarla anlatılabilen bazı ifadeler sözel anlatımdan çok daha etkili olmaktadır. Ayrıca kendini eleştirebilmeli ve yanlışlarını kabul edip kendini düzeltmeye çalışmalıdır.

İyi bir öğretmen işini seven, iyi, insanlarla ilgilenmeyi seven bir birey olmalıdır. Öğrenmeyi ve öğretmeyi seven yapısı ile rol model olmalıdır. Yetiştirdiği bireylerin gelecekte, ekilen tohumlar gibi filizleneceğini düşünerek sağlam ve etkili bir iş ortaya çıkarmalıdır.

İlginize teşekkürler.

Hatice GÜLGÜN